Ak Parti'li milletvekilleri tarafından geçen hafta TBMM'ye sunulan ve oylaması bugüne (Salı) yapılacak olan cinsel istismar yasasıyla ilgili olarak tepki gösteren kadın örgütleri bir kez daha bildiri yayınladı. Aralarında Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Kadın Dernekleri Federasyonu, KA.DER, Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği, Kahdem - Kadınlara Hukuki Destek Merkezi, Türk Kadınlar Birliği, Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneği, EŞİTİZ, Cinsel Şiddetle Mücadele DerneğiUçan Süpürge, Filmor'un yanı sıra KAGİDER ve BPW Türkiye – İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Federasyonu'nun da aralarında bulunduğu 130 kadın örgütü tarafından yayınlanan "Çocuk istismarı yasa taslağı ve önergesini itiraz ediyoruz" başlıklı bildiride kamuoyundan gelen tepkiler üzerine hükümetin değiştirmeyi planladığı önergede yapılacak değişiklikler de erken ve zorla evlilikleri, çocuk istismarını engellemeyeceğine dikkat çekildi.
İşte 130 kadın örgütünün yaptığı ortak açıklama şöyle;
17 Kasım 2016’da hükümet tarafından TCK 103. maddede değişiklik öngören tasarıya 2. madde olarak ek bir önerge verildi. Çocuklara yönelik cinsel istismar faillerinin, mağdurlar ile evlendiklerinde cezadan muaf olmasını öngören bu önerge, önemli toplumsal tepkilere yol açtı. Sayısız kadın örgütünden çocuk derneklerine, aile hekimlerinden avukatlara toplumun çeşitli çevrelerinden, ülkenin her yerinden ve dünyadan gelen tepkiler üzerine hükümetin önergeyi değiştirmesi gündeme geldi. Haberler, yeni önergenin, hâlihazırda çocuk istismarı suçundan ceza almış faillerden 16 Kasım 2016 tarihine kadar mağdurla resmi evlilik yapanları kapsayacak şekilde kısıtlanacağı yönünde. Ancak bu yeni teklif de itirazlarımızı karşılamıyor; bu haliyle rıza yaşının 12 yaşına indirilmesinin önüne geçmediği gibi, erken evlilikleri ve çocuk istismarını da engellemeyecek!
22 Ekim 2016’da TBMM Başkanlığına getirilen torba yasa ile TCK 103. maddede (af önergesi dışında) yapılmak istenen 12 yaş değişikliği, süren ceza davalarında ve bundan sonra meydana gelecek olan çocuk istismarlarında, failleri hukuki koruma altına alıyor, cinsel ilişkiye rıza yaşını 15’ten 12’ye indirme tehlikesi taşıyor. Hükümetin 17 Kasım’da verdiği ek af önergesinde de bu durum aynen korunuyor.
Kadın örgütleri olarak, günlerdir tekrarladığımız, TCK 103. maddeye ilişkin tüm önerilerin geri çekilmesine ve 103. maddenin çocukları mağdur etmeyecek şekilde yeniden düzenlenmesine dair uyarılarımızı bir kez daha yineliyoruz. Hükümetin yasal boşluk bırakmayacak şekilde ve ivedilikle bu değişiklikleri yapmasını ve bu süreci biz kadın örgütleriyle şeffaf ve katılımcı bir biçimde yürütmesini bekliyoruz.
15 yaş altındaki çocuğun rızasından bahsedilemez!
TCK 103. maddede, 15 yaş altındaki çocukların cinsel davranışa rızasının olduğunun kabul edilemeyeceği açıkça belirtilmelidir. Olayın taraflarından ikisi de çocuksa, bu çocukları cinsel davranışa yönlendiren, kolaylaştıran, teşvik eden ve zorlayan kişiler mutlaka cezalandırılmalıdır. Aksi halde çocuklara ceza verilmemesinden cesaret alınarak gelenek, görenek, adet, dini referanslar vb. bahaneler ile bu çocukların zorla bir “evlilik” ilişkisi içerisine sokulması kuvvetle muhtemeldir.
Erken yaşta ve zorla evlendirme Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlenmelidir!
Çocukların dini nikah ile evlendirilmesi suç olarak düzenlenmelidir!
Erken yaşta ve zorla evlendirmenin suç olarak düzenlenmesi gerekli ve Türkiye’nin taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi’nin 37. maddesi gereği zorunludur. Sözleşme, yetişkin bir kişinin veya çocuğun evlenmeye zorlanmasının suç olarak düzenlenmesi yükümlülüğü getirmektedir. Erken yaşta ve zorla evlendirme suçu, aileleri ve bu törenlere katılan kamu görevlilerini de kapsayacak şekilde düzenlenmelidir.
Erken yaşta ve zorla evlendirme suçu, sadece kanunen tanınmış evlilikleri, yani resmi nikahlı evlilikleri kapsayacağından, çocukların dini nikah adı altında zorla evlendirilmesinin önüne geçecek bir düzenleme de yapılmak zorundadır. Anayasa Mahkemesi, Ceza Kanunu’nun resmi nikah olmaksızın dini nikah yapılmasını suç olarak düzenleyen maddesini iptal ederek, çocukların dini nikah adı altında cinsel istismarının önünü açmıştır. Medeni Kanun’da evlenme yaşı 18 olarak düzenlenmeli, ayrıca Ceza Kanunu’nda çocuklara (yani 18 yaşından küçük tüm bireylere) dini nikah yapılması ve resmi nikah olmaksızın dini nikah yapılması suç olarak düzenlenmelidir. Dini nikahı kıyanlar (imam, muhtar vb.), başta aileleri olmak üzere çocukları buna zorlayanlar, teşvik edenler ve bu törenlere katılan kamu görevlileri cezalandırılmalıdır.
Cinsel istismar, tecavüz ve evlilik kelimeleri aynı cümlede kullanılamaz!
Evliliğe cinsel istismar ve tecavüz suçunu aklayan bir hukuki statü tanınması kabul edilemez. Ayrıca bir tarafında mağdur diğerinin fail olarak adlandırıldığı bir ilişkinin evlilik olarak kabul edilemeyeceği de ortadadır. Anayasaya göre, evlilik eşler arasında eşitliğe dayanır. İstismar edilen ve istismarcı arasında böyle bir ilişkinin olmadığı açıktır.
Af Önergesi geri çekilmelidir!
Önergede yaş farkı sınırı yer almamaktadır. Bu durumda fail ile mağdur arasında 40-50 yaş dahi olabilmesi mümkündür.
Önerge sadece faile değil, suça azmettirenlere veya işlenişine yardım edenlere de ceza affı getirmektedir. Oysa bu tür vakalarda bu kişiler, genellikle evlenmesi hukuken mümkün olmayan istismara uğramış çocukları fuhuş sektöründe kullanan ya da dini nikah adı altında birlikte yaşamaya zorlayan kişilerdir. Af kapsamına alınamazlar.
Önergenin 16 Kasım tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçlarını kapsayacağı belirtilmiştir. Yani görüntüde geriye dönük bir ceza affı söz konusudur. Ancak bu tarz afların nerdeyse hiç bir zaman bir kereyle sona ermediği devamlılık gösterdiği bilinmektedir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi olur da önergede yazan tarihi iptal ederse ne olacaktır? Bunun şu an için öngörebildiğimiz sonucu bu affın kalıcı hale geleceğidir. Yani cinsel istismar mağduru ile suçun faili arasında evlilik ilişkisi kurulması cezayı ortadan kaldıran bir hal haline gelecektir. Veya Anayasa Mahkemesi önergede yer alan resmi nikah şartını iptal ederse nasıl bir sonuçla karşılaşacağız? Böyle bir karar çıkarsa önerge herkesi kapsayan hale gelecektir, tüm cinsel istismar failleri cezasız kalacaktır.
Devlet, hukuku işlenmiş bir suçun üzerini örtmek için kullanamaz!
Hükümet önergenin gerekçesinin, erken yaşta resmi olmayan birliktelik kurdukları için eşi cinsel istismar suçundan hapiste olan kadınların/ailelerin mağduriyetlerinin ortadan kaldırılması olduğunu öne sürüyor. Ancak söz konusu önerge işlenmiş olan bir suçun üzerini örtecek, hukuk dışı olarak bir çocukla gerçekleştirilmiş bu tür resmi olmayan “evliliklerin” kabul edilebilir olduğu algısını yaratacaktır. Ayrıca, tecavüze uğrayan erkek ve kız çocukları arasında kız çocukları aleyhine yapılacak bir düzenleme Anayasa’nın eşitlik maddesine aykırı olacaktır. Devlet, “gelenek, görenek, âdet, din” gibi nedenleri hiçbir şekilde çıkartılacak yasalara gerekçe olarak gösteremez. Çünkü Türkiye kadınlara karşı ayrımcılık anlamına gelecek bu gerekçeleri, altına imza attığı sözleşmelerle bertaraf etme yükümlülüğü altındadır.
Devlet, varsa mevcut mağduriyetleri, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalarak sosyal devlet politikaları ile telafi etmelidir. Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi’nin 14. maddesi gereği, devlet, mağdurların kısa ve uzun vadede fiziksel ve psiko-sosyal iyileşmelerine yardımcı olmak üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri almalıdır. Failleri cezasız bırakmak yerine etkin bir soruşturma, kovuşturma yapmalı ve asıl suçtan zarar görenin yanında olmalıdır. Devlet mağduriyetleri gidermek istiyorsa, Ceza Kanununu tüm vatandaşlara anlatmalı, benimsetmelidir!
21.11.2016
TCK 103 Kadın Çalışma Grubu
Adalar Vakfı Kadın Çalışma Grubu
Adana Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi
Aka-Der Kadın Faaliyeti
Akdam – Adana Kadın Dayanışma Merkezi ve Sığınmaevi Derneği
Almanya Göçmen Kadınlar Birliği
Ankara Feminist Kolektif
Ankara Kadın Platformu
Antalya Feminist Kolektif
Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği
Avrupa Kadın Lobisi Türkiye
Aydın Kadın Efeler Derneği
Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifi
Bağımsız Kadın Derneği Mersin
Bilgi Kadın
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği
BPW Türkiye – İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Federasyonu
Buca Evka-1 Kadın Kültür Ve Dayanışma (Bekev)
CEİD – Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği
Çağdaş Hukukçular Derneği Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışma Grubu
Çanakkale El Emeğini Değerlendirme Ve Kadın Danışma Merkezi -Elder
Çiğli Evka-2 Kadın Kültür Derneği (Çekev)
Datça Kadın Girişimi
Demir Leblebi Kadın Derneği
Demokratik Kadın Hareketi
Disk Kadın Komisyonu
Edirne Çocuk Hakları Derneği
Ege Kadın Buluşması Platformu
Ekmek ve Gül Kadın Grubu
Engelli Kadın Derneği – Enkad
Erktolia
Eşit Yaşam Derneği
EŞİTİZ – Eşitlik İzleme Kadın Grubu
Eşitlik Koalisyonu Kadın Grubu
Eşitlik ve Adalet İçin Kadın Grubu
Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Çalışma Grubu
EVKAD Adana
Faaliyeti Durdurulan VAKAD’ın Emekçileri-düzeltme
Femin Art Uluslararası Kadın Sanatçılar Derneği
Fethiye Kadın Platformu
Filmmor Kadın Kooperatifi
FKF’li Kadınlar
Göz Altında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu
Göztepe Dayanismasi L’animo Kadın Grubu
Günebakan Kadın Derneği
Hevi LGBTİ Derneği
İHD Ankara Şube Kadın Komisyonu
İlerici Kadınlar Meclisi
İzmir Amargi
İzmir Bağımsız Kadın İnisiyatifi
İzmir Kadın Dayanışma Derneği
İzmir Kadın Kuruluşları Birliği
Kadav – Kadınlarla Dayanışma Vakfı
Ka-Der – Kadın Adayları Destekleme Derneği
Ka-Der – Kadın Adayları Destekleme Derneği Ankara Şubesi
Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu
Kadın Çalışmaları Derneği
Kadın Dayanışma Vakfı
Kadın Emeği Derneği
Kadın Emeği Kolektifi
Kadın Haklarını Koruma Derneği Genel Başkanlığı
Kadın Koalisyonu
Kadın Özgürlük Meclisi
Kadın Partisi
Kadın Yazarlar Derneği
Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği
Kagider – Türkiye Kadın Girişimciler Derneği
Kahdem – Kadınlara Hukuki Destek Merkezi
Kampüs Cadıları
KAOS GL Derneği
Kapadokya Kadın Dayanışma Derneği
Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği
Karya Kadın Derneği
Kayseri Kadın Dayanışma Derneği
Kazdağlı Kadınlar
Kazete Bağımsız Kadın Gazetesi
Kazeteder – Kadın Erkek Eşitliği Derneği
KEFA – Kadın Emeği Çalışan Feminist Araştırmacılar Grubu
KESK Kadın Meclisi
Keskesor LGBT
Kırmızı Biber Derneği
Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği
Kocaeli Kadın Platformu
Koza Kadın Derneği
Lambda İstanbul
Lezbiyen Biseksüel Feministler
Mardin Ortak Kadın ve İşbirliği Derneği
Marmara Grubu Vakfı
Menteşe Kent Konseyi Kadın Meclisi
Mersin 7 Renk LGBT Derneği
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
Mor Çetele
Mor Dayanışma
Mor Pusula
Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği
Muğla Emek Benim Kadın Derneği
Muğla Kadın Dayanışma Grubu
Özgür Genç Kadın
Özgür Renkler Derneği
Pembe Hayat LGBTT Derneği
Samandağ Kadın Dayanışma Derneği
SODA – Sosyal Dayanışma Ağı
Sosyalist Kadın Meclisleri
SPOD – Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği
Şiddetsizlik Merkezi’nden Kadınlar
TMMOB İstanbul Kadın Komisyon
TODAP – Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği Kadın Komisyonu
Toplumcu Kadın Psikologlar
Trabzon Demokratik Kadın Platformu
TTB Kadın Hekimlik Kadın ve Sağlığı Kolu
Türk Kadınlar Birliği
Türk Kadınlar Konseyi
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği
Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu
Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği
Ulusötesi Kadın Konuları Merkezi Derneği
Üniversiteli Kadın Kolektifi
Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği
Yeni Demokrat Kadın
Yeryüzü Kadınları
Yeşil Feministler
Yoğurtçu Kadın Forumu
17+ Alevi Kadınlar
5 Harfliler