Ünlü haberci Banu Güven’i ekranlardan tanıyanlar onun müzisyen kimliğinden habersiz. Oya Banu Güven lise ve üniversite yıllarından beri müzikle haşır neşir. İstanbul Alman Korosu ve İstanbul Avrupa Korosu’nda şarkı söyleyen Güven, gazetecilik mesleğine devam ederken müzikle amatör olarak ilgilenmeye devam etti.

Bursa Konseri 6 Şubat'ta
Sibel Köse’den 2007 yılında caz vokal dersleri alan Güven, 2014 yılında ilk kez Nardis sahnesine Atölye konserleri ve Vokal Yarışması’yla adım attı. Şimdiye kadar farklı mekanlarda sahne alan Banu Güven, Banu Güven Quartet ile Bursa'da düzenlenen Uluslararası Nilüfer 'Caz Tatili' Festivali’nde 6 Şubat Cumartesi günü saat 20.00'de 15 Eylül Kıraathanesi'nde sahne alacak.


Bursa Konseri 6 Şubat'ta
Sibel Köse’den 2007 yılında caz vokal dersleri alan Güven, 2014 yılında ilk kez Nardis sahnesine Atölye konserleri ve Vokal Yarışması’yla adım attı. Şimdiye kadar farklı mekanlarda sahne alan Banu Güven, Banu Güven Quartet ile Bursa'da düzenlenen Uluslararası Nilüfer 'Caz Tatili' Festivali’nde 6 Şubat Cumartesi günü saat 20.00'de 15 Eylül Kıraathanesi'nde sahne alacak.
Sibel Köse Atölyesiyle Caz'a Adım Attı
Banu Güven, 2014'te bir gazeteye verdiği röportajda caz yolculuğunu şöyle anlattı "Ben yıllarca gece programları yaptım. Nardiss Jazz Club, o zamanlar yeni açılmıştı. İşten dolayı gidemiyordum ama ne olup bittiğini hep takipteydim. Sonra Sibel Köse'nin bir atölyesi olduğunu öğrendim. Bir zaman sonra oraya gitmeye başladım. Sibel Köse gibi insanların elime değmesi büyük bir ayrıcalık benim için. İlk başta sevdiğim bir takım şarkıları duyduğum gibi söylemeye, daha sonra nasıl söylemem gerektiğini öğrenmeye çalıştım. Önce standardı öğrenmek, daha sonra kendinizi geliştirmek zorundasınız ki özgürleşebilin... Müzisyen olmak isterdim ben. Ama müzisyenlerin hayatı çok zor. Çünkü müzik de bugün klibiyle, görünüşüyle paket halinde satılıyor. Caz o yüzden apayrı bir yerde duruyor; yüksek bir müzik."

Banu Güven, 2014'te bir gazeteye verdiği röportajda caz yolculuğunu şöyle anlattı "Ben yıllarca gece programları yaptım. Nardiss Jazz Club, o zamanlar yeni açılmıştı. İşten dolayı gidemiyordum ama ne olup bittiğini hep takipteydim. Sonra Sibel Köse'nin bir atölyesi olduğunu öğrendim. Bir zaman sonra oraya gitmeye başladım. Sibel Köse gibi insanların elime değmesi büyük bir ayrıcalık benim için. İlk başta sevdiğim bir takım şarkıları duyduğum gibi söylemeye, daha sonra nasıl söylemem gerektiğini öğrenmeye çalıştım. Önce standardı öğrenmek, daha sonra kendinizi geliştirmek zorundasınız ki özgürleşebilin... Müzisyen olmak isterdim ben. Ama müzisyenlerin hayatı çok zor. Çünkü müzik de bugün klibiyle, görünüşüyle paket halinde satılıyor. Caz o yüzden apayrı bir yerde duruyor; yüksek bir müzik."
