Başarılı iş kadınları röportaj serimizde sizleri Avukat Çiğdem Şelli Dilek ile buluşturmak istiyoruz. 

Şanlıurfa'da 1977 yılında doğan Av.Çiğdem Şelli Dilek, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki mezuniyetinin ardından London School of Economics'te Avrupa Birliği üzerine eğitim aldı. Yüksek lisansını ise Başkent Üniversitesi Ekonomi Hukuku alanında yaptı. Bir şirkette hukuk müşavirliği yaptıktan sonra Ankara'da kendi hukuk bürosu Deren Hukuk'u kuran Avukat Çiğdem Şelli Dilek, enerji, maden, şirketler, inşaat, fikri mülkiyet ve iş hukuku alanlarında uzman.

 Halen Domine Fuarcılık Yönetim Kurulu Üyesi de olan Avukat Çiğdem Şelli Dilek, EIF Uluslararası Enerji Kongre ve Fuarı'nı 13 yıldır düzenliyor. Bir dönem Global Enerji Derneği başkanlığı da yapan Av. Çiğdem Şellik Dilek, Ankara Şanlıurfalılar Derneği'nin de kurucusu.

Avukat Çiğdem Şelli Dilek, İşte Kadınlar'ın sorularını yanıtladı. 

ÇİĞDEM ŞELLİ DİLEK KİMDİR?

Nerede kaç yılında doğdunuz, hangi okullarda eğitim aldınız? Medeniz durumunuz nedir? Eğitiminiz nasıl ilerledi?

Şanlıurfa Birecik’te 1977 yılında doğdum. Liseye kadar Şanlıurfa’da okudum. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldum. Londra'da London School of Economics’te Avrupa Birliği üzerine eğitim aldım ve Başkent Üniversitesi'nde Ekonomi Hukuku alanında yüksek lisans yaptım. Evliyim iki kızım var.

Kariyer yolculuğunuz nasıl ilerledi, yıllara göre hangi şirketlerde hangi görevlerde bulundunuz, şimdi hangi şirkette hangi pozisyonda çalışıyorsunuz. Hangi alanda uzmansınız, özellikleriniz neler, kısaca anlatır mısınız?

Üniversiteden mezun olduktan sonra eğitim almak üzere Londra’ya gittim. Türkiye'ye dönüşte önce bir inşaat şirketinde hukuk müşaviri olarak işe başladım. Daha sonra kendi ofisimi açarak serbest avukat olarak çalışmaya başladım. Halen de kendi ofisimde uzman hukukçu ekimizle çalışmaya devam ediyoruz. Mesleğe ilk başladığımdan bu yana özel hukukla ilgileniyorum. Bu kapsamda ticaret hukuku, iş hukuku, inşaat hukuku ve enerji hukuku başta olmak üzere özel hukukun pek çok alanında hukuk hizmeti veriyoruz. Enerji alanında özellikle çok geniş bir bilgi birikimi ve çevremiz var. On üç yıldır düzenlemiş olduğumuz EIF Uluslararası Enerji Kongre ve Fuarı'ndan dolayı enerji sektöründe kamu ve özel tarafından çok geniş bir çevremiz oluştu.

ZORLUKLARI ÇALIŞARAK AŞTIM

Şirketinizin adı nedir, kendi işinizi kurmaya hangi yıl, nasıl karar verdiniz, neden bu şirketi kurdunuz, hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz? Şirketi kurarken hangi çekinceleri, zorlukları yaşadınız, nasıl başa çıktınız?

Hukuk büromuzun adı Deren Hukuk Bürosu. Deren Hukuk Bürosu 2003 yılında Ankara Çankaya’da kuruldu. Kendi ofisimi açmadan önce bir inşaat şirketinde avukat olarak çalışıyordum. Önemli alt yapı inşaat işleri olan büyük bir firmaydı. Ancak ben kendi potansiyelime güveniyordum. O yüzden kendi ofisimi açmak istedim. Elbette kendi işini yapmanın bazı zorlukları vardı. Yeni bir avukat olarak finansman ve çevre edinme zorluklarınız oluyor. Ben bunu çalışarak aştım. Zaten sosyal bir yapım olduğu için kısa zamanda büromu büyüttüm. Çünkü avukatlık sosyallik olmadan olacak bir meslek değil. Bize çevremizden iş gelir. Pek çok sivil toplum kuruluşunda yer aldım bu da bana çok şey kattı.

KADIN AVUKATLARIN SORUNLARI

Bir kadın olarak sizin gözlemleriniz deyenimleriniz neler, kadınlar iş hayatında hangi engellerle karşılaşıyor? Birkaç maddeyle sıralar mısınız? Tanık olduğunuz veya yaşadığınız enterasan durumlar var mı?

Kadınların çalışma hayatında pek çok alanda elbette zorluklar var. Zaten genel olarak hem ev hem çocukların bakımı ile ilgilenirken bir de işte başarı kazanmak tabi erkeklere göre daha zor. O yüzden kadınların işte yükselmeleri erkeklere göre daha zor oluyor. Baktığınızda üst düzey yöneticiler genelde erkeklerden oluşuyor. Kendi mesleğim açısından söyleyecek olursam görece olarak diğer mesleklere göre kadınlar avukatlık alanında daha fazla. Hukuk bölümünü seçen kadın sayısı son yıllarda iyice arttı. Ama bu demek değilki mesleği icra ederken kadınlar zorluk çekmiyor.

Yine erkekler avukatlıkta da bize göre daha avantajlı. Az önce bahsettiğim gibi avukatlık sosyallikle icra edilecek bir meslek. E tabi böyle olunca erkek daha rahat her yere girip çıkıyor vs. dolayısıyla işi alması da yapması da erkekler için daha kolay oluyor.

İlgilendiğim diğer alan enerjide ise durum bence daha iç karartıcı. Enerji alanında kadın yönetici sayısı oldukça az. Enerji sektörü erkek egemen bir sektör. Ben her yıl EIF Enerji Kongresine başkanlık yapıyorum. Bu kongrelerin birinde katılımcılarımızdan biri bana, hem kadın olarak hem de avukat olarak enerji alanında olmanıza şaşardım demişti. Bu yaklaşım daha işin çok başında olduğumuzu gösteriyor bence.

İŞ DÜNYASINDA KADIN OLMAK... 

Kadın istihdamında daha fazla kadının yer alması için kadınlara ve erkeklere bir çağrıda bulunur musunuz?

Öncelikle bence yine kadınlara iş düşüyor. Az önce bahsettiğim gibi bazı dezavantajlarımız var bu dezavantajları daha da açarsak;

  1. Duygusal olmak
  2. Ciddiye alınmamak
  3. Ev hayatıyla da ilgilenmek
  4. Herkese beğendirmeye çalışmak
  5. Yatırımcı bulamamak
  6. Özgüven eksikliği ve başarısızlıktan korkmak
  7. Finans bulma güçlüğü: çoğu sermaye sahibi erkek. Kadınlar sermaye sahibi deği. Bu yüzden kredi finansman bulmakta da zorluk çekiyorlar
  8. Rol çatışması: evde koca kadının öne çıkmasını bazen kabullenemiyor

Bu dezavantajlı durum karşısında kadın olarak bizler daha sebat etmek durumundayız. Erkek 1 çalışıyorsa biz 3 çalışacağız. Bu net.

Ayrıca kadın yöneticinin kadın istihdamı yönünde pozitif ayrımcılık yapması gerektiğini düşünüyorum. Yani öncelikle kadın kadını desteklemeli. Çoğu zaman bunu göremiyoruz maalesef. Erkeklerde ve aslında toplumun genelinde kadın üretime girmediği takdirde tam bir kalkınmışlık sağlanamayacağı görüşü tam benimsenirse sorunun büyük bölümünü aşarız diye düşünüyorum.

Kadın toplumun yarısı. Kadın üretmez ise siz ülkenin yarısına ait iş gücünden yoksun kalıyorsunuz. Erkeklerin öncelikle bunu kabul etmesi lazım ve kadın çalışan yönünde pozitif ayrımcılık yapılması lazım. Aslında bu pozitif ayrımcılık bana olmaması gereken bir şeymiş gibi geliyor. Çünkü ben ayrımcılığın her türüne karşıyım. Ama toplumda kadın erkek arasında uçurum günümüzde hala o kadar fazla ki bu uçurum kapandığı vakit bu ayrımcılığa da gerek kalmayacaktır.

GİRİŞİMCİ KADINLARIN SORUNLARI

Girişimci olmak isteyen kadınlar hangi engellerle karşılaşıyor, onlara tavsiyeleriniz neler olur?

İş hayatında yeni girişim bir yapmak cesaret isteyen bir konu. Girişimcilik Türkiye'de hem kadın hem erkek için zor. Zira Türkiye gibi ekonominin kırılgan olduğu ülkelerde herkes yeni yatırımlara daha temkinli yaklaşıyor.

Stratejik alanlarda bu durum tabi daha da zor. Daha ince eleyip sık dokumanız gereken alanlar oluyor bunlar. Stratejik alanlar dediğimiz savunma, enerji, maden, enerji ve güvenlik, gibi alanlar zaten zor alanlar. Hele bir de bu alanlarda kadın girişimciyseniz işiniz hepten fena! Sermaye yokluğu bence kadınların önünde en büyük engel. Bu da zaten işin başından kaynaklanıyor. İş hayatında KADIN hep “çalışan” olarak yer alıyor . Dolayısıyla büyük yatırımlar için parayı nasıl biriktirecek kaç yılda biriktirecek? Halbuki erkek erken yaşta her yere girip çıkıyor işini ilerletiyor, büyük paralar kazanmaya başlıyor dolayısıyla sermaye genelde erkeklerin elinde. E tabi para olmayınca girişim de zor oluyor.

ÇEVRE EDİNMEKTEN ASLA GERİ DURMAYIN

Başka kadınların öğrenmesi, rehber olması için yaptığınız işle ilgili, uzmanlığınız olduğu konuda birkaç püf noktası paylaşır mısınız?

Avukatlık açısından konuşacak olursak; avukatlık zihinsel ve fiziksel aktiflik gerektiren bir meslek. Hem beyniniz hem de fiziğiniz iyi işliyor olacak. O yüzden daima aktif olunması gereken bir meslek. Öyle miskinliğe pek yer yok avukatlıkta. Özellikle serbest avukat olarak çalışanlarda. Ayrıca az önce ifade ettiğim gibi çevre ve sosyallik olmazsa olmaz. O yüzden ne kadar zorlukla olsa da çevre edinmekten asla geri durmamak lazım. Diğer bir tavsiyem avukatlıkta bir yabancı dilinizin olması sizi öne çıkarır. Yabancı dil özellikle tabi ingilzice günümüzde olmazsa olmaz. Çok uluslu veya yabancı şirketlerle çalışmak istiyorsanız İngilizce şart. Bu bakımdan kadınların dil eğitimine de önem vermesi gerekiyor.

OFİSİN BEREKETİ VAR

Pandemi nedeniyle işiniz nasıl etkilendi, sorunlarınız neler? Evinizde iş bölümü var mı? Pandemi sonrası için işiniz açısından planlarınız neler?

Herkes gibi biz de işimizi yavaşlattık. Zaten biliyorsunuz duruşmalar ve icra takipleri durduruldu bir süre. Personele izin verdik. Ben işlerimi bir süre evden yürüttüm. Ama artık hijyene ve kurallara dikkat ederek ofise gelmeye başladım. Çünkü ofisin bir ruhu ve bereketi olduğuna inanıyorum. Eşimde bu süreçde evden çalıştı. Bir bakıma iyi bir dönem oldu. Evle ve çocuklarla daha çok ilgilenme fırsatı da bulduk. Ama tabi çalışıp üretmek önemli o yüzden artık yeni koşullara uyum sağlayarak işlerimize dönme vakti geldi diye düşünüyorum. Sağlık elbette birinci ırada geliyor ancak neredeyse bir onun kadar daha önemli olduğunu düşündüğüm ekonomi var. Herkes durursa ekonomi ne olacak. Zaten tüm dünya bunun endişesini yaşıyor. Hemen hemen her ülkenin ekonomisi geriye gitti. O yüzden ülkelerde bir normalleşme çabası var bugünlerde.

EVDEN ÇALIŞMA YAYGINLAŞIR

Pandemi sonrası sizce nasıl bir hayat ve ekonomi düzeni bizi bekliyor olacak, neler değişecek veya değişmeli?

Evden çalışma şekli yaygınlaşacağını düşünüyorum. Bu süreçte bu sisteme alışan pek çok insan oldu. Dijital dünya daha fazla hayatımızda olacak. Yine bu süreçte internet alış verişleri vs arttı. Gördük ki illa avm lere gitmek gerekmiyormuş. Bizim ülkemiz pek çoğuna göre iyi ama çoğu ülke bence sağlık sistemini gözden geçirecek. Gördük ki en gelişmiş ülkeler bu süreçte tökezledi. ABD, İngiltere, İspanya, İtalya tam bir başarısızlık örneği oldular.