Türk Tuborg CEO'su Damla Birol, kendi adını taşıyan bloğunda geçtiğimiz hafta katıldığı, Ekonomist ve Capital dergileri tarafından düzenlenen "50 Güçlü Kadın CEO" zirvesi ile ilgili izlenimlerini kaleme aldı.
"Türkiye’nin en güçlü ve önde gelen şirketlerinin başında olan son derece başarılı, güçlü ve azimli kadın yöneticiler ile böylesi güzel bir organizasyonda birlikte olmak ve ödüle layık görülmek haliyle beni son derece mutlu etti ve gururlandırdı." diyen Damla Birol yazısını şöyle sürdürdü;
"Konu kadın olunca salondaki çoğunluk da alışık olmadığımız biçimde kadınlardan oluşuyordu. Sahnede konuşmacı olarak yer alan pek çok gazeteci ve iş insanının da ortak görüşü bunun ne kadar güzel ancak alışılmadık olduğu yönündeydi.
Hepimiz biliyoruz ki kadınların iş hayatına katılımını ve en üst mertebelere gelmelerini destekleyen bir dönem içerisinde olmamıza rağmen; ufak farklar yaratılmış olsa da, iş hayatındaki zaten az olan varlığımız üst pozisyonlara doğru yöneldikçe maalesef iyice azalıyor.
Hâlbuki bugün artık cinsiyet eşitliği ile şirket performansı arasındaki ilişki aslında gayet sağlam temellerle defalarca kanıtlanmış durumda. Kadın çalışanların arttığı iş ortamlarında ve içinde kadın yöneticilerin de bulunduğu yönetimlerde, şirketlerin daha başarılı performans gösterdiği ve buna ilaveten şirket ortamında ve kültüründe de çok daha ılımlı, olumlu ve beraberinde başarıyı getiren pek çok etken yaratıldığı bugün onlarca araştırma ile ispatlanmış bir gerçek:
Mesela McKinsey’nin 2016 yılında yaptığı Woman Matter, Türkiye araştırmasına göre; daha çok üst düzey kadın yöneticinin çalıştığı ve yönetim kurulunda da en az 2 kadın yöneticinin bulunduğu şirketlerin, aynı seviyedeki diğer şirketlere oranla daha başarılı performans sergilediği, öz kaynak verimliliğinde %10, hisse değeri artışında %17 ve EBITDA’da %48lik bir artış gösterdiklerini görüyoruz.
Aynı şekilde, MSCI World Index şirketleri arasında da Yönetim kurullarında 3 ve üzeri kadın olanlar veya % olarak ülke averajının üstünde olan şirketlerin yıllık öz sermaye karlılığı artışları %10 iken diğerleri %7.4.
Ve hatta hiç kadın olmayan veya en düşük kadın oranına sahip şirketler aynı zamanda 2011-2015 yılları arasında başı rüşvet, hırsızlık gibi konularda en çok derde giren şirketler.
Demek oluyor ki şirketlerin başarı oranı kadın yöneticilerin varlığı ve sayısı ile doğrudan ilintili. Kadın yoksa başarı da azalıyor.
Neden?
Çünkü kadınların sosyal duyarlılıkları yüksek, başkalarının duygularını daha iyi okuyorlar, konuşmalarda daha fazla başkalarına fırsat veriyorlar, daha iyi iletişim yapıyorlar ve takımın birlikte daha iyi etkileşmesini sağlıyorlar.
Bugün artık şirket yönetimlerinde daha fazla “akıllı” erkekle değil, asıl takımlara kadınları kattıkça kolektif IQ’muzun arttığını da biliyoruz. Ve bunu kanıtlayan da pek çok araştırma var. Mesela MIT ve Carnegie Melon’ın araştırması net bir biçimde gösteriyor ki bir grubun kolektif IQ su takım üyelerinin ne kadar yüksek IQ’su olduğuyla korele etmiyor ama çeşitliliğin ve kadın oranının artmasının kolektif IQ’ya olan korelasyonu çok yüksek.
Bütün bunları göz önüne aldığımızda içinde daha çok kadının yer aldığı şirketler ve tabii beraberinde Yönetim ve İcra Kurulları; daha çözüm odaklı, daha yaratıcı ve haliyle daha başarılı oluyorlar.
İşte tam da bu yüzden, artık dünya eski dönemlerde sıkça rastlanan “erkek gibi” davranışlar gösterirse başarılı olacağına inanılan ve masaya yumruğunu vuran kadın yöneticilerin dünyası değil. Kendi doğasına, becerisine, içgüdüsüne uygun davranıp anlayışla dinleyen, empati kuran, kendi artılarını işe katarak fark yaratan kadın yöneticilerin başarılı olduğu bir dünya var önümüzde ve bu beni çok mutlu ediyor.
Şu meşhur ve sinir bozucu “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” söylemi de umarım yakında tarihe karışacak
Çünkü kadınlar bugün artık her başarılı şirketin arkasındalar…"
DAMLA BİROL KİMDİR BURAYA TIKLAYIN