TİKAD’ın Harvard Club'da düzenlediği toplantıya Amerika'nın seçkin akademisyen, gazetecilerinin yanı sıra iş dünyasından önemli isimler de katıldı. Toplantıya Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın yanı sıra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak'ın eşi Şule Kaynak, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun eşi Hülya Çavuşoğlu, BM Daimi Temsilcisi Yaşar Halit Çevik'in eşi Nihal Çevik, Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'ın eşi Sinem Kılıç ve TİKAD yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Toplantıda düzenlenen panelin konuşmacıları ADP Araştırma Enstitüsü Başkan Yardımcısı Ahu Yıldırmaz, Dünya Kadınlar Genel Konseyi Kurucusu Dilshad Dayani, Hürriyet Gazetesi Yazarı Fikret Bila, KALE Group Başkanı ve CEO'su Zeynep Bodur Okyay ve CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat'dı.
Konuşmasında 15 Temmuz darbe girişimine de değinen Emine Erdoğan şöyle konuştu; “Türkiye'de yaşanan, bir milletin demokrasi yolculuğudur. Bu öyle bir yolculuktur ki, Türkiye Cumhuriyeti'ni, kuruluşunun 100. yılında, vesayetlerden arınmış, her açıdan güçlü bir ülke olmaya hazırlamaktadır. Yoldaki bozuk satıhlar zaman zaman bizleri sarssa da, bazen birileri menzile varmamızı engellemek istese de, motive olduğumuz temel mesele, budur. 2023'te, ekonomisiyle ve demokratik kazanımlarıyla, yaşadığımız coğrafyanın hakkını verecek bir noktaya varabilmektir"
Türkiye'yi yakından takip edenlerin darbeler tarihini çok iyi bildiğini ifade eden Erdoğan "Ne yazık ki çeşitli vesayet odakları, her on yılda bir, milletimizin iradesini yok sayan girişimlerde bulunmuştur. Her darbe, ülkemizin enerjisinden çalmış, milletimize yıllar kaybettirmiştir. Ta ki, 15 Temmuz'a kadar... 15 Temmuz darbe girişimi, demokrasi tarihimiz için bir dönüm noktasıdır. 55 yıl önce, kendi seçtiği Başbakan'ın idam edilmesine engel olamayan bir millet, 15 Temmuz'da, mücadelesini bizzat tankların yürümesine engel olarak vermiştir. Bu gelişmenin tesadüf olmadığına inanıyorum"dedi.
Emine Erdoğan, Türkiye’nin 2002'den bu yana, 'millî iradeyi hâkim kılmak' felsefesiyle yönetildiğine vurgu yaparak şöyle konuştu;”Bu iktidarın, milletten başka hiçbir dayanağı olmamıştır. Bütün yatırımını da, 'milli irade' bilincini güçlendirmeye yapmıştır. Yani demokrasiyi, ilmek ilmek dokumuştur. Nitekim 15 Temmuz, bu yatırımın ne kadar değerli olduğunu hepimize göstermiştir. Gencecik insanlar, kadınlar, bir gece yarısı, herhangi bir silahları olmaksızın, sadece bayraklarını alarak, donanımlı tankları durdurmak üzere sokağa çıkmıştır. Burada biraz durup, düşünmenizi isterim. Parlamentoyu bombalayacak, Cumhurbaşkanı'na suikast düzenleyecek kadar gözü dönmüş hainlerin karşısına, sadece bayrağınızı kuşanarak çıkıyorsunuz. Ölümü göze alıyor, hayatınızı ülkenize siper ediyorsunuz."
Emine Erdoğan, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını ise şöyle anlattı; “15 Temmuz gecesi, biz de Cumhurbaşkanımızla birlikte, tepemize bombalar yağdırmak üzere bekleşen F16'ların arasından geçerek Marmaris'ten İstanbul'a gittik. Yolculuğumuz boyunca, gözlerimizden okunan tek şey, yürüdüğümüz yolun değerine olan inancımız ve kararlılığımızdı. Her ne yaşayacaksak, milletimizle birlikte yaşayacaktık. O gece, tarihe bir demokrasi hareketi olarak geçeceğine inandığım 'demokrasi nöbetlerine' karışarak İstanbul'a indik"
Son üç yılda Türkiye'de yaşananları hatırlatan Emine Erdoğan “15 Temmuz darbe girişimi itibarıyla, olayları geriye doğru sardığınızda, birilerinin de darbeyi meşru gösterecek süreci ilmek ilmek ördüğünü görürsünüz. Geldiğimiz noktada, şunu kesin olarak biliyoruz ki; 15 Temmuz darbe girişimi, 50 yıldır ülkemizin maddi ve manevi birikimini sömüren Fetullahçı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu konuda hiçbir kuşku yoktur. Örgüt mensuplarının itirafları bunu göstermektedir. Yargı, emniyet ve askerî kurumlardaki FETÖ yapılanması, bunu açık biçimde ortaya koymaktadır" diye konuştu.
Uluslararası kamuoyunu da yanlış bilgilendirdiğini belirten Erdoğan. FETÖ'nün kendi amaçları uğruna tüm insani değerleri hunharca kullandığını; verdiği zararın boyutlarının sınırlarımızı da aştığını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü; “İlişki ağı son derece karmaşık bu yapının temizliği, elbette kolay olmayacaktır. Bu noktada, hukuk dairesinde devletimizin titiz çalışmaları sürmektedir. Burada hepimizin en büyük arzusu, bu sürecin en adil ve hızlı biçimde yürütülmesidir.”
Dost bilinen bazı ülkelerin darbe girişimini kınamakta çekimser kaldıklarına dikkat çeken Emine Erdoğan, “Türkiye'ye her fırsatta demokrasi karnesi veren kurum ve kuruluşlar, milletimizin kararlı mücadelesini görmezden gelmiştir. 'Kim kazanırsa...' bekleyişi içinde, yarım ağızlı kınamalar yapmış, hatta darbenin kurgu olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmişlerdir. Bu akla ziyan yorumların, ölümle burun buruna gelmiş bir milletin hissiyatında neler uyandırabileceğini, vicdanlarınıza bırakıyorum"dedi.
Kendisini dinleyenlerin empati yapmasını isteyen Emine Erdoğan "Lütfen bir empati yapın. Benzer bir hadise, Birleşik Devletler'de yaşansaydı, mesela Brooklyn Köprüsü tanklarla kapatılsaydı, Amerikan devleti ne yapardı Ya da Capitol binası bombalansaydı, sorumluların tespiti için nasıl bir seferberlik başlatılırdı?"Ankara'da, İstanbul'da yaşananlar da bunlardır. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin, Meclisimizin ve önemli devlet kurumlarının bombalanması, film sahnelerinden alınmış görüntüler değildir. Tankların sokaklarda sivilleri ezmesi, F16'ların milletimizin üzerine bombalar yağdırması gerçeğin ta kendisidir."
Emine Erdoğan şöyle devam etti "Doğrusu burada sizlere, Türkiye'de son 14 yılda yaşanan değişimin hikâyesini anlatmak isterdim. Eğitim alanında, kadın-erkek fırsat eşitliği konusunda, ekonomik büyümede kat ettiğimiz mesafeyi, rakamlarla dile getirmeyi arzu ederdim. Uluslararası toplumun sessiz kaldığı bir konuda, 3 milyon mülteciye kucak açan ülkemizde, 150 binden fazla yeni doğan Suriyeli bebeğin hikâyesini anlatmak isterdim. Ödediğimiz onca bedele rağmen, kadınları, çocukları ve en önemlisi insanlığı ayakta tutmanın verdiği hazzı, paylaşmayı çok isterdim. Ama tüm bunları anlatacak vaktimiz yok. Bu nedenle, sizleri Türkiye'ye, gelişmeleri bizzat yerinde görmeye davet ediyorum. Bir darbe anayasasının ve bazı sistemik sorunların gölgesi altında, 14 yıldır bir milletin kendini adadığı demokrasi yolculuğunu, farklı kaynaklardan dinlemenizi isterim. Sivil toplum kuruluşlarımız bu diyaloğun aracılığını yapabilirler."
Katılımcılara ve TİKAD üyelerine teşekkürlerini ileten Emine Erdoğan konuşmasını şu cümlelerle tamamladı "Mevlana Hazretleri, 'Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir' diyor. Bizler de, herkes için demokrasi istediğimiz, savaşların bittiği bir dünya umudunda birleşelim. Denizlerin, çocuk ölümlerini değil, insanlığın parlak geleceğini hatırlattığı bir ufuk olması dileğinde buluşalım. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, Büyüyen Türkiye, Gelişen Demokrasi Paneli'nin hayırlara vesile olmasını diliyorum."