İngiltere'nin AB'den çıkıp çıkmama tartışmaları geçen yıldan bu yana devam ediyordu. Ülkede AB'ye şüpheyple yaklaşanların oranının hızla artması ve kendi partisi Muhafazakar Parti'nin sürekli oy kaybetmesi karışsında Başbakan Cameron, AB üyeliğini referanduma götürdü. Referandum kampanyasında Türkiye'nin AB'ye giremeyeceğini ileri süren Cameron, İngiliz halkını AB'de kalalım yönünde oy vermeye çağırdı.
Hem AB'nin hem de İngiltere'nin kaderini belirleyecek referandum Britanya ve exit (çıkış) kelimelerinin birleşmesinden oluşan Brexit olarak adlandırıldı.
Referandum öncesi yapılan anketlerde hatta geç saatlerde açıklanan sandıkbaşı anketlerde referandumdan Evet oylarının yüksek çıkacağı belirtiliyordu. Ancak ilerleyen saatlerde sonuçlar tam tersi yönde belirdi. AB' ile ilişkilerini belirlemek için sandık başına giden milyonlarca seçmen hayır yönünde oy kullandı. Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılmasını isteyenlerin oranı yüzde 51.8 olarak açıklandı. AB'de kalalım diyenlerin oranı ise yüzde 48.2 oldu.
Referandumun resmi olmayan bu sonuçlarının ardından İngiliz Poundu, dolar karşısında 1985'ten bu yana kaydedilen en sert düşüşünü yaşarken, Euro da hızla değer kaybetti.
Şimdi ne olacak?
Şimdi ne olacak?
Referandum kararının Başbakan Cameron tarafından AB Konseyine bildirilecek. Çıkış süreci böylece başlamış olacak. Britanya ve AB arasında anlaşma sağlandığı takdirde İngiltere en geç 2 yıl içinde AB anlaşmaları artık uygulanmayacak.
Eğer İngiltere AB üyeliğinden çıktığı halde ortak pazarda kalmayı sürdürüse İngiliz vatandaşları da AB ülkelerinde çalışmayı sürdürebilecek.