Denizli Soroptimist Kulübü (  Denizli İş ve Meslek Kadınları Derneği - DENSOR) Başkanı Jülide Keleş Yarışan, dernek faaliyetleri, 2018 yılı hedefleriyle ilgili olarak İşte Kadınlar'ın sorularını yanıtladı. Kadınların çalışma hayatının içinde yer alabilmesi için kadın kimliğine yönelik ayrımcı bakış açısının terk edilmesi gerektiğini ifade eden Jülide Keleş Yarışan, girişimci olmak isteyen kadınlara da tavsiyelerde bulundu. 

- Derneğiniz ne zaman faaliyete geçti, kaç üyeniz var, üye profilinizi tanımlar mısınız, kimlerden oluşuyor?

Yönetim kurulumuz 2017-2019 dönemi için seçilmiş bulunuyor. Denizli Soroptimist Kulübü Derneği 1982 yılında kurulmuştur. Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonunun üyesiyiz ve federasyonumuz Türkiye’de 2018 yılında 70. Yılını kutluyor. Köklü ve Cumhuriyet ilkelerine bağlı bir çalışma sistemi söz konusu. Bu yıl itibari ile Denizli’de 26 üyemiz var. Her üyenin farklı mesleğe sahip olması kuralının da bir gereği olarak geniş bir üye profiline sahibiz. Üyelerimiz kadın hakları konusunda donanımlı, mesleklerinde başarılı, üst düzey etik kurallara bağlı iş ve meslek kadınları. İnsan haklarını koruma ve geliştirme temel amacı çerçevesinde güç birliği yaparak kadınların ve kız çocuklarının insan haklarına ulaşmaları için çalışmalar yürütüyoruz.

KADININ GÜÇLENMESİ İÇİN BİR ÇOK PROJE

- Dernek olarak şimdiye kadar neler yaptığınızı çok kısaca özetler misiniz?

Derneğimiz kuruluşundan itibaren çok önemli proje ve çalışmalara imza atmıştır. Denizli’de Kadın Sığınmaevinin kurulması, ölmeye yüz tutmuş el sanatlarından olan Buldan Dokumasının hayata döndürülmesini sağlayan BELSAM projesi, kadına yönelik şiddetle mücadeleyi amaçlayan Toplum Duysun Şiddet Son Bulsun projesi, çocuk ihmal ve istismarı ile mücadeleyi eğitimci-veli-sağlık çalışanlarının bilinçlendirilmesi etkinlikleri ile sağlayan Bir Avuç Tohumdur Çocuklar Geleceğimizde projesi, şiddet mağduru kadınlarda güçlenme ve şiddetle mücadeleyi amaçlayan Değişim Atölyesi projeleri uzun soluklu projelerimizden bazıları. Kadın ve çocuklara yönelik eğitim, farkındalık çalışmalarımız kesintisiz sürüyor. Sığınmaevinde kalan kadınlara yönelik güçlendirme çalışmalarımız ve cezaevinde annesi yanında kalan küçük çocuklara yönelik oyun alanı-kreş oluşturma çalışmalarımız yıllardır sürdürmeye özen gösterdiğimiz faaliyetlerimiz içinde yer alıyor.

Kültürel faaliyetler ile kadınların sinema, tiyatro etkinliklerine ulaşımı ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Kentimizin uluslararası değerlerinden olan Laodikea ile ile ilgili çalışmalarımız da kültüre ulaşım, gelişim insan hakkı çerçevesinde kuruluşumuzdan bu yana yürüttüğümüz projelerimiz arasında.

Eğitim hakkının korunması-desteklenmesi kapsamında burs verdiğimiz öğrencilerimiz var. Aynı zamanda toplumda şiddete duyarlılığı arttırmayı hedefleyen, mücadelede toplumsal sorumluluğun harekete geçmesi amacı ile faaliyetler yürütüyoruz. Bu hedefle 2017 yılında 1o günlük kampanya organize ettik. Yaklaşık elli sivil toplum örgütünün katılımı ve destekleri ile Dünyayı Turuncuya Boya – Şiddete Karşı Harekete Geç etkinlikleri gerçekleştirdik.

İş yaşamında kadının güçlenmesini hedefli çalışmalar yürütüyoruz. İçinde yer aldığımız, iş dünyasını temsil eden federasyon ve platformlardaki kadının insan haklarını yaygınlaştırma amaçlı çalışmalarımız bu kapsamda. Ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama hedefimiz kapsamında, çalışma alanında üstün gayretleri ile değişime öncülük eden kadınlarla maddi-manevi desteklerimiz ile dayanışma içindeyiz.

ÖNCELİĞİMİZ CİNSİYETE DAYALI ŞİDDET

- 2018 yılında dernek olarak neler yapmayı planlıyorsunuz?

Kadın ve kız çocuklarının güçlendirilmesi yolu ile toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak amacı ile kurumsal faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Önceliğimiz cinsiyete dayalı şiddet ve çocuğa yönelik istismar ile mücadelede bireysel güçlenme, toplumsal farkındalık ve işbirliklerini arttırma. Bu kapsamda çalışmalar planlıyoruz. Eğitim çalışmalarımız kadın hakları, kadının kişisel gelişimi, sağlık ve güvenli beslenme konularında bu sene de sürecek. Cumhuriyetimizin başarılı, değişime öncülük etmiş, ilkleri başarmış kadınları adına bir orman oluşturma projemiz var.

Eğitim ve kariyeriniz nasıl ilerledi?

Denizli 1976 yılı doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesinde hukuk eğitimi aldım. 1998 yılında Denizli Barosunda avukatlık stajıma başladım ve halen kendi ofisimde serbest avukat olarak çalışıyorum. Avukatlık mesleğimin yanı sıra 2013 yılında yetkisini aldığım uzman arabuluculuk görevini sürdürüyorum. Toplumsal uzlaşı kültürünün ve iletişimin asıl önemli kısmını oluşturduğu arabuluculuk uygulamaları, süreç sonunda anlaşma zorunluluğunun bulunmaması ancak uyuşmazlık taraflarının en az bir defa ortak müzakere masasında bulunmasını hedefleyen yapısı ile severek yaptığım bir meslek.

MEZUN OLUNCA KENDİ BÜROSUNU AÇTI

Kendi işinizi kurmaya hangi yıl, nasıl karar verdiniz? Şirketi kurarken hangi çekinceleri, zorlukları yaşadınız, nasıl başa çıktınız?

Üniversiteden mezun olduğumda kendi işimi yapma kararım vardı. Stajımın bitmesine yakın kendi ofisimi kurma çalışmalarına başladım. Avukatlık mesleğinde tecrübe büyük bir avantaj, mesleki ve kişisel gelişim açısından eğitimlerimi sürekli kılarak mesleğin ilk yıllarındaki zorluklarla başa çıkmak mümkün oldu.

AYRIMCILIK TERK EDİLMELİ

Bir kadın olarak sizin gözlemleriniz deneyimleriniz neler, kadınlar iş hayatında hangi engellerle karşılaşıyor? Bu engelleri aşmak için ne yapmalılar?

İş yaşamı yalnızca maddi kaynaklara ulaşım ile ilgili değildir. Bilgiye, özgüvene, zamana ve sosyal ağlara ihtiyaç duyar. Bu noktada kadın kimliğine yönelik ayrımcı bakış açısının terk edilmesi kadınların çalışma hayatında yer almasının önünü açacaktır. Kız çocuklarının doğumundan itibaren bireyselliğinin kabulü, eğitim sistemi içinde yer almasının sağlanması temel sorunların çözümünde etkili olacaktır. Kadının sosyal hayattaki varlığının, iş toplantılarına, dostluk ve ticari ilişkileri sağlamlaştırmaya yönelik toplantı ve organizasyonlara katılımının önündeki engellerin kaldırılması için zihinsel dönüşüm sağlanması önemlidir. İş dünyasının yönetici kademesinden ürün dağıtım elemanına kadar kadın-erkek tüm bireylerinin toplumsal cinsiyet ayrımcılığından kurtulmasını sağlayacak eğitim/farkındalık programlarına alınması, iş dünyasında kadın cinsiyetine yönelik bakış açısının giderek azalmasında etkisi olacağını düşünüyoruz. Ayrımcılık uygulamalarından kaynaklı fiziksel/duygusal/ekonomik ve cinsel şiddetin iş dünyasından silinmesi kadınların karşılaştığı engellerin azalmasını sağlayacaktır.

KADINLARIN EVDEN ÇIKMASI FARKINDALIĞI ARTIRIYOR

Kadın istihdamında daha fazla kadının yer alması için kadınlara ve erkeklere bir çağrıda bulunur musunuz?

Özellikle kadınların evden çıkması ve iş dünyasına katılımı toplumsal sorunlarla ilgili farkındalığını arttırdığı gibi, çözüme yönelik fikirler geliştirmesini sağlamaktadır. Toplumsal sorunlar ile ilgili cinsiyet ayrımcılığı ve bu ayrımcılığın doğurduğu şiddet yalnızca kadın-erkek arasındaki ilişkileri etkilememektedir. Bu ayrımcılık çalışma alanı, iş-ücret dengesi dahil olmak üzere iş yaşamında da olumsuz etkilere sahiptir. İnsanın bireysel becerileri ile yer bulması gereken iş dünyasının cinsiyet ayrımcı bakış açısından kurtulması topyekün bir eğitim ve farkındalık gelişimi ile mümkün olabilecektir. Toplumun gelişmesi de ancak eşit bireylerin birlikte çalışması ile mümkün olabilecektir. Çalışma saatlerinin uzunluğu, ücret dengesinin kadınlar aleyhine bozuk olması, güvenli ulaşım, güvenli çalışma ortamı ve kreş-hasta bakımı gibi hizmetlerin yaygın/ulaşılabilir olmaması kadınların iş yaşamına girmemesine ya da terk etmesine neden olmaktadır. Eşitliği sağlamak yolunda çalışma yaşamındaki kadınların bu tür zorluklarına da duyarlı olunması çağrısında bulunuyorum.

KADINLAR ÖN YARGILARI İLE MÜCADELE ETMELİ

Girişimci olmak isteyen kadınlara tavsiyeleriniz neler olur?

Kadınlar da toplumsal cinsiyet eşitsizliği bakış açısına sahip olabiliyorlar. Bu yönde kendilerine ya da diğer kadınlara yönelik ayrımcı ve eşitliğe aykırı ön yargılarının olup olmadığını kendi kendilerine denetlemelerini ve kişisel gelişimlerini sağlayacak şekilde ön yargıları ile mücadele etmeleri önemli olacaktır. Sosyal ağların içinde yer almalarını tavsiye ediyorum.

MESLEKİ TAVSİYELER

Başka kadınların öğrenmesi, rehber olması için yaptığınız işle ilgili, uzmanlığınız olduğu konuda püf noktalarını anlatır mısınız?

Çalışmak ve öğrenmeye devam etmek mesleki gelişim için gerekli. Bu dönem derneğimizin dönem başkanlığını yürütüyorum. Meslek hayatımda da değişiklikleri sağlayan bir deneyim. Birden fazla sivil toplum örgütünde çalışmalar yürütmek hayatın içinde var olmayı ve değişimi sağlama amacını güçlendiriyor. Fikri anlamda güçlenmeyi sağlayan bu çalışmalar mesleki güçlenmeyi de beraberinde getiriyor. Zaman yönetiminin, kendine, mesleğine, sevdiklerine ve topluma karşı sorumluluklarında dengeyi oluşturmayı, öğrenme ve deneyimlemenin başarının püf noktası olduğunu düşünüyorum.

İŞ KADINLARI VE KADIN GİRİŞİMCİ BİYOGRAFİLERİ İÇİN BURAYA TIKLAYIN

SİZ DE BİYOGRAFİNİZİN YAYINLANMASINI İSTİYORSANIZ BİZE YAZIN

İLETİŞİM - [email protected]