25 Kasım Kadın Platformunun çağrısıyla, kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde bugün 17.45'de sosyal medyada, saat 18'de ise Taksim Tünel Meydanı'nında erkek şiddetine karşı ve kadın haklarını bir kez daha haykırmak için İstanbul Beyoğlu’ndaki Tünel Meydanında buluşacak.

Eylemin bu yılki teması “Hayatlarımızdan da mücadelemizden de vazgeçmiyoruz”şeklinde belirlendi.

Ankara’daki eylem ise saat 15.00’da Ziya Gökalp Caddesi’nde başlıyor.

25 Kasım Kadın Platformu'nun erkek şiddetine karşı yaptığı çağrı şöyle:

Bizler erkek-devlet şiddetinden uzakta, güvenli, eşit ve özgür yaşama arzumuzdan da, hayatlarımızdan da, mücadelemizden de vazgeçmiyoruz!

Peki nasıl mı?

1. Yalnızlaşmayarak: Çalıştığımız, okuduğumuz, yaşadığımız, hayatlarımızın geçtiği yerlerde bir araya geliyoruz, kurduğumuz kadın dayanışmasıyla birbirimize iyi geliyoruz, birlikte güçlü olduğumuzu unutmuyoruz!

2. Yalnızlaştırmayarak: Dayanışmayı yükseltirken görünmeyeni de görünür kılıyoruz . Trans kadınların ve göçmen seks işçilerinin kamusal alandaki görünmezliği çoklu ayrımcılığı tetiklerken, binlerce hayat erkek dayanışmasının kusursuz işleyişinde yitip gidiyor: Hande Kader'i ve göçmen seks işçisi Verde'yi kuşatan bu görünmezlik ablukasını kırmak için daha fazla bir arada duruyoruz!

3. Seyirci veya sessiz kalmayarak: Şiddetin normalleşmesine izin vermemek için sokakta, metrobüste tanık olduğumuz, alt kattan seslerini duyduğumuz şiddeti izlemeyip müdahale ediyoruz. ısrarla şikayetçi, ısrarla takipçi oluyoruz ve en önemlisi hayatı kendimize değil şiddet uygulayana dar ediyoruz . Koca, baba, sevgili, eski sevgili, eski koca, abi, kardeş, patron, ev sahibi, öğretmen, yurt müdürü, müşteri, polis memuru - kim olursa olsun hayatlarımıza egemen olmalarına izin vermiyor, erkek şiddeti karşısında susmuyoruz!

4. Devleti sorumlu tutarak: Kadınların şiddetten kurtulmasını ·yuva yıkmak' olarak tarifleyen devletin esas görevinin bizlerin can güvenliğini korumak olduğunu bıkmadan hatırlatıyoruz; bunu yapmak yerine derneklerimizi kapatan, bedenlerimizi savaş alanı haline getiren, eşitsizliği hayatın her alanına yerleştiren devletin erkeklerle sürdürdüğü işbirliğini ifşa ediyoruz!

5. Yalanlara inanmayarak: Mesela 'boşanma oranı hızla artıyor· dediklerinde, 'insanlar kendilerini evlendirecek nikah memuru bulamıyor· dediklerinde, 'şiddet vakalarında arabuluculuk olm ayaca k' dediklerinde, 'çocuklarımız sınav çilesinden kurtulacak' dediklerinde, ya da 'karm a yurtlar kapanınca taciz azalacak, güvenli olacak' dediklerinde -yani ya yanlış ya yalan söylediklerinde - inanmıyoruz; çünkü bizim gerçeğimiz şiddet ve baskı deneyimiyle sabiti