TÜRKONFED’in İş Dünyasında Kadın Raporu’nun ikinci faz sonuçları, kadınların iş gücünde neden var olamadıklarını çarpıcı rakamlarla ortaya koyuyor. Rapora göre eşinin çalışmasını istemeyenlerin sayısı 2015 yılında 2007 yılına göre yüzde 50 oranında azalmasına rağmen, kadınlar çocuk ve yaşlı bakımı nedeniyle çalışma hayatının başında ya da ortasında çalışma hayatından ayrılmak zorunda kalıyor.

ÇOCUĞA BAKAN KADIN ÇALIŞAMIYOR

 TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Kadın güçlenirse, toplum gelişir ve güçlenir. Kadınların sadece iş hayatına katılımı değil, iş hayatındaki kadınların da bakım sorumlulukları nedeniyle çalışmaktan vazgeçmeyecekleri bir sistemi oluşturmamız gerekiyor. Çocuk ve yaşlı bakımı kadınların çalışmasının önündeki en büyük engel. 2015 yılına kadar olan 5 yıllık dönemde yaklaşık 1 milyon kadın çocuk bakımı, yaklaşık 112 bin kadın ise yaşlı bakımı nedeniyle iş hayatını bırakmış. Kadınların işgücüne katılımını artırırken, sosyal bir devletin sağlaması gereken temel ihtiyaçlar nedeniyle çalışma hayatından uzaklaşmaları kabul edilebilir bir durum değildir, Türkiye’de çocuk bakımının ağırlıklı olarak kadınlar tarafından sağlanıyor, bu durum annenin daha kariyerinin başında çalışma hayatından uzaklaşmak zorunda kalmasına neden oluyor." dedi. Kadooğlu bu durumun düzeltilmesi için de çocuk bakım-kreş fonu ve bakım sigortası yoluyla çocuk, engelli ve yaşlı bakım hizmetlerini finanse eden sosyal güvenlik sistemlerinin etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini söylüyor.  

KADINLAR İÇİN FON AYRILMALI, TEŞVİK VERİLMELİ

Kadının doğum sonrası çalışmasını teşvik eden doğum borçlanması, sosyal sigorta prim ve istihdam teşviklerinin de kadın istihdamını artırmada önemli bir rol üstlendiğini ifade eden TÜRKONFED İDK Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık ise kadın girişimciler için şu 2 öneride bulundu; 
1)KOSGEB 2000 yılından beri nitelikli eleman çalıştıran KOBİ’lere çeşitli oranlarda teşvikler veriyor. Buna rağmen maalesef sigorta prim teşviklerinden 1,5 milyon KOBİ içerisinde yalnızca 14 bin KOBİ’nin yararlandığını görüyoruz. Bu da bize işverenlerin bu konuda yeterince bilgi sahibi olmadıklarını gösteriyor. Diğer yandan, genç kadın işçi çalıştıran firmalarda bu işçilerin 54 aya kadar olan primleri devlet tarafından karşılanıyor. Yeni işyeri açan girişimci kadınlar için de primlerin belirli bir kısmının, yine işsizlik fonundan veya devlet tarafından karşılanabileceğini düşünüyoruz."

2) Gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) yılda sadece yüzde 1'lik kısmının yaşlı ve engelli bakımı için bir fona ayrılması halinde, engelli ve yaşlı bakımı ile rehabilitasyonu alanlarında istihdam artışı sağlanabileceğini de ifade eden Açık, şöyle devam etti: “Söz konusu fonun kaynağı için, Genel Sağlık Sigortası primlerinin bir bölümü ile genel bütçeden fona sağlanacak katkılardan yararlanılabilir. Diğer yandan 2007 yılında yayımladığımız raporumuzda literatüre taşıdığımız doğum borçlanmasında, SGK şu anda ilk defa sigorta olunan tarihten sonraki doğumların borçlanmasını esas alıyor. Bu noktada ilk çocuğun borçlanmasının sağlanmasının, hatta ilk çocukların primlerinin devlet tarafından ödenmesinin, kadının iş gücü piyasasına girmesini kolaylaştıracağını düşünüyoruz.”

İŞTE TÜRKONFED ARAŞTIRMASINDAKİ BAZI TESPİTLER VE ÖNERİLER

BAKIM SİGORTASI UYGULANMALI

2017 yılı Mart ayı itibarıyla, yoksul hanelerde bakıma muhtaç yaşlı ya da engelliye bakan 485 bin kişiye bakım ödeneği verilmesine rağmen, bu kişiler profesyonel bakıcı olmadığı için sosyal güvenceleri bulunmuyor. Nitelikli bakım elemanı ihtiyacı çok yüksek olan Türkiye’de, bakım sigortasının kurulması ve etkin bir şekilde uygulanması halinde, kısa dönemde söz konusu hizmetlerde çalışacak ilave 500 bin kadın, uzun dönemde ise yaşlanan nüfus ile birlikte 1 milyon kadın için ilave istihdam sağlanabilir. İşgücü piyasasından uzaklaşan kadınlar da geri dönebilir.

ERKEKLER EŞLERİNİN ÇALIŞMASINA OLUMLU BAKIYOR

Evlilik ve eşinin isteği ile işten ayrılanların sayısı 2007-2015 yılları arasında yarı yarıya azalmaktadır. 2007 yılında 1 milyon 200 binin kadın eşinin isteği üzerine işten ayrılırken, bu rakamın 2015 yılında 588 bine düştüğü görülüyor. Yeni evlenen çiftlerde, erkeklerde eşlerinin çalışmasına olumlu bakanların sayısında artış gözleniyor.

KADIN YOKSULLUĞU DAHA YÜKSEK

Kadınların yüzde 45,6’sı 1.000 TL’nin altında aylık alırken, bu oranın erkeklerde yüzde 31’e düştüğü görülüyor. Kadınlar arasındaki ücret farklılaşması erkeklere göre daha adaletsiz bir yapı gösteriyor. Çocuk yoksulluğunun yetişkin yoksulluğundan, kadın yoksulluğun ise erkek yoksulluğundan yüksek olduğu Türkiye’de; kadın, erkeğe göre 1 puan daha yoksul ve aradaki ücret farkı çok daha yüksek seviyede.

İŞ ARAMAMA NEDENİ EV İŞİ VE BAKIM

Çalışan kadınların toplamda yüzde 7,2’si yarı zamanlı çalışırken, bu oran en düşük gelir grubu olan 830 TL ve altındaki grupta yüzde 15,9’a kadar çıkıyor. Ek iş arayan kadınların yüzde 40’ının yine en düşük aylık gelir elde eden gruptan olması dikkat çekerken, kadınların iş aramama nedeninin belirgin bir şekilde ev işleri ve bakım yükümlülükleri olduğu ifade ediliyor.

KAYNAK AYRILIYOR AMA

Avrupa Birliği (AB) ülkelerine göre Türkiye, emeklilik ve yaşlılık harcamalarına daha fazla kaynak ayırıyor. Yüzde 8 yaşlı nüfus oranı ile AB (Yüzde 19,2) ortalamasının çok altında olan Türkiye’de yaşlılık harcamalarına ayrılan pay yüzde 48 ile 28 AB üyesi ülkenin de üzerinde bulunuyor. Dul ve yetim aylıklarına ayrılan pay ise AB ortalamasının neredeyse iki katına ulaşıyor.

KADINLARA SOSYAL GÜVENLİK HARCAMASI DÜŞÜK

Kadınların işgücüne katılımını kolaylaştıracak çocuk, yaşlı ve engelli bakım hizmetlerine yönelik sosyal güvenlik harcamalarına ise Türkiye’nin daha az kaynak ayırdığı görülüyor. Aile ve çocuk harcamalarında ise söz konusu payın AB ortalaması yüzde 8,55 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 3,12’ye düşüyor. Bu tablo ile genç nüfusa sahip bir ülke olan Türkiye’nin, aileye ve çocuğa yönelik sosyal güvenlik mekanizmalarını daha etkin kullanması gerektiğinin altı çiziliyor.