Okullar tatile girince her evde 2 sahne yaşanıyor. Çocuğun karnesindeki notları iyiyse tebrikler, kutlamalar, alkışlar eşliğinde çocuk ödüllendiriliyor. Karnedeki notlar kötüyse moraller bozuluyor, çocuğa hesap soruluyor. Yarı yıl tatili boyunca çocuğa ders çalışması için baskı yapılıyor. Eğer siz de çocuğunuzun karnesindeki notlar düşük geldiğinde böyle davrananlardansanız bir uzmana kulak vermekte fayda var. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nüket İşiten'e göre çocuğun karnesindeki notları düşükse bunun nedenleri araştırılmalı, anne baba sorumluluğu biraz da kendinde aramalı.
PEK ÇOK SEBEBİ OLABİLİR
"Karnesi zayfı olabilir. Bu durum objektif olarak bakılıp araştırılmalı ve özel çözüm yolları bulunmalıdır." diyen Dr.İşiten "Sorun çocuktan- okuldan- aileden kaynaklanıyor olabilir. Zihinsel yetersizlik, dikkat eksikliği, özel öğrenme güçlükleri, sorumsuzluk, ailenin ilgisizliği, okulun niteliği vb. hepsi gözden geçirilmelidir. Çocuğa ve yaşanan duruma özel çözüm araştırılmalıdır." dedi.
ANNE BABA KENDİNİ SORGULAMALI
Karnenin sadece çocuğun ders durumunu gösteren, yaptıklarının ara değerlendirmesini gösteren bir belge olmadığını belirten Yrd. Doç. Dr. Nüket İşiten, “Aile için de bir geri bildirim özelliği taşır. Ailenin de derslere, çocuğa ve okula bakış açılarının ve oradaki bütün emeklerin geri dönüşüdür. Karne ile birlikte veliler de eğitim dönemi içinde neler yaptılar, ne kadar yaptılar, yaptıklarından neler işe yaradı, neler işe yaramadı gibi tüm çabalarla ilgili bir geri bildirim almış oluyorlar ve kendilerine de bir geri dönüp bakmaları gerekiyor." diye konuştu.
"Karnesi zayfı olabilir. Bu durum objektif olarak bakılıp araştırılmalı ve özel çözüm yolları bulunmalıdır." diyen Dr.İşiten "Sorun çocuktan- okuldan- aileden kaynaklanıyor olabilir. Zihinsel yetersizlik, dikkat eksikliği, özel öğrenme güçlükleri, sorumsuzluk, ailenin ilgisizliği, okulun niteliği vb. hepsi gözden geçirilmelidir. Çocuğa ve yaşanan duruma özel çözüm araştırılmalıdır." dedi.
ANNE BABA KENDİNİ SORGULAMALI
Karnenin sadece çocuğun ders durumunu gösteren, yaptıklarının ara değerlendirmesini gösteren bir belge olmadığını belirten Yrd. Doç. Dr. Nüket İşiten, “Aile için de bir geri bildirim özelliği taşır. Ailenin de derslere, çocuğa ve okula bakış açılarının ve oradaki bütün emeklerin geri dönüşüdür. Karne ile birlikte veliler de eğitim dönemi içinde neler yaptılar, ne kadar yaptılar, yaptıklarından neler işe yaradı, neler işe yaramadı gibi tüm çabalarla ilgili bir geri bildirim almış oluyorlar ve kendilerine de bir geri dönüp bakmaları gerekiyor." diye konuştu.
ÖDÜLLENDİRMEYİ ABARTMAYIN
İyi karne getiren bir çocuğa verilen ödülde de abartıdan uzak durulması gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. İşiten, “Ödül sözü çok çekiştirilen ve yanlış yorumlanan bir kavram. Elbette olumlu bir davranışı pekiştiren bir etken olmalıdır. Ancak bu her zaman para ile alınan bir şeyler olmamalıdır. Gerçekte olması gereken çocukta sorumluluk bilinci ve özdenetim, çalışma alışkanlıklarının yerleşmesidir” diye konuştu.
TATİLİ BİRLİKTE PLANLAYIN
İki haftalık tatilin hem dinlenme hem de ders konusundaki eksikliklerin giderilmesi açısından değerlendirilmesi gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Nükhet İşiten, şu önerilerde bulundu: “Mutlaka bir plan olmalı ama okul döneminde olduğu gibi çok katı ve sert, şu saatten şu saate kadar şu yapılacak gibi bir keskinlikte olmamalı ama belli bir zaman dilimi içinde bazı işlerin kotarılması ve bitirilmesi gerektiğini planlamak gerekiyor. Tabi bu planı yaparken de ailenin ‘o planı şimdi yapacaksın, şu kadar ödev yapacaksın’ gibi ya da ‘zayıf olan dersin için şu soruları çözeceksin’ gibi bir dayatma şeklinde olmaması gerekiyor. Tatili birlikte zaman geçirebilecek bir fırsat olarak değerlendirmek lazım.Bu planları yaparken çocuk hangi yaşta olursa olsun birlikte karar verilmeli. ‘Seninle gezelim, sinemaya gidelim, evde oturalım film seyredelim’ ama bunun yanı sıra daha düşük not aldığı ya da zayıf olduğu dersle ilgili de ‘Bu dersi nasıl destekleyebiliriz, bu dersle ilgili ne yaparsak senin için faydalı olabilir’ gibi onun da fikrini alarak bu sorumluluğun içine dâhil etmeliyiz. Çocuğun kendisiyle ilgili bir iç görüsünün olması lazım, ‘Karne benim sorumluluğum. Benim şu dersim zayıf, ben bunu şöyle desteklemeliyim’ gibi iç görüsüne de sahip olması lazım.”