Çalışma hayatındaki kadınların geleceğini yakından ilgilendiren kanun ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun”a göre, memur ve işçi kadınlar doğumdan sonra yarı zamanlı çalışabilecek. Kadına yarı zamanlı çalışma hakkı getirilmesi ilk bakışta ‘iyi bir şeymiş’ gibi görünse de kadın örgütleri yasanın kadını eve hapsedeceğini savunuyor. Tıpkı 15 ilden 31 kadın örgütünün biraraya gelerek oluşturduğu Kadın emeği ve İstihdamı Girişimi KEİG Platformu gibi.

KEİG Platformu’ndan yapılan yazılı açıklamada da yeni yasayla kadınlara getirilen yarı zamanlı çalışma seçeneğinin kadınları çalışma hayatından uzaklaştıracağı savunuldu.
İşte KEİG’ten yapılan o açıklama;  

28 Ocak tarihli Torba Yasa Ne Getiriyor?
Bu yasada hem işçi hem de memur kadınlara analıkla ilgili yasal izinler kullanıldıktan sonra 1. çocuk için 2 ay, 2. çocuk için 4 ay ve 3. çocuk için 6 ay yarı zamanlı çalışma seçeneği sunuluyor. Çocuğun engelli doğması durumunda söz konusu süreler uzatılıyor. Evlat edinmede de aynı seçenek söz konusu. Yarı zamanlı çalışmayı tercih eden çalışan anne, süt izni kullanma hakkını kaybediyor. İşçi kadınların bu seçeneği kullanabilmeleri için doğum öncesindeki 3 yıl içinde 600 gün işsizlik sigortası priminin yatırılmış olması gerekiyor. İşçi kadının yarı zamanlı çalıştığı sürede hak ettiği ücret ve sigorta primleri işverene ait olacak, geri kalan yarı zamanın ödemeleri ise İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak. Torba yasada bu düzenlemenin yanı sıra çalışan ebeveynler için çocuk zorunlu ilköğretim çağına gelene kadar da yarı zamanlı çalışma seçeneğine yer verilmiş.

ÜCRETLERİ KESİLECEK, EMEKLİLİK SÜRELERİ YARIM HESAPLANACAK
Düzenlemede her ne kadar ebeveyn ifadesi kullanılmış olsa da kadınlar düşünülerek kaleme alınan maddeye göre bu şekilde çalışanlar yarım ücret alacak, emeklilik kesenekleri ve emekliliğe dair süre yarım hesaplanacak.
 
YARIM GÜN BEBEĞE KİM BAKACAK?
Öncelikle belirtmek gerekir ki, çocuk bakım yükümlülüğünün esas olarak kadınların omzunda olduğu ve çalışan anneler için çalışma yaşamı ile çocuk bakımı arasında uyum sağlamayı kolaylaştıracak ücretsiz ya da düşük ücretlerle kolayca erişebilecekleri kreş, bakım evi, etüt merkezi gibi hizmetlerin bulunmadığı ülkemiz koşullarında; doğum sonrası yarı zamanlı çalışma, çalışan anneleri kısmen rahatlatıcı iyi bir seçenek gibi görünebilir. Kısmen, çünkü yarım gün izin kullanılacak olsa dahi, çalışmada geçen yarım gün için yine de bir bakım ihtiyacı devam ediyor. Büyük şehirlerde işe gidip gelirken yollarda geçecek süre de dikkate alındığında, yarım gün çalışmamanın bakım sorununu tümüyle ortadan kaldırması mümkün görünmüyor. Dolayısıyla kreş, bir ihtiyaç olmaya devam ediyor.
 
ÖZEL SEKTÖRDE KADIN İSTİHDAMINI AZALTIR
Öte yandan, işçi kadınlar açısından düşünüldüğünde, sunulan seçenekten bu kadarıyla bile yararlanmalarını beklemek gerçekçi değil. İşçi kadının son üç yılda 600 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olması koşulu, bu seçeneği kullanabilecekleri daha baştan sınırlandırıyor. Ayrıca, özel sektördeki fazla mesai uygulamaları ve iş güvencesinden yoksunluk göz önüne alındığında, işçi kadınlar için yarı zamanlı çalışma zaten hayata geçirilebilecek bir uygulama olmaktan uzak görünüyor. Kaldı ki her ne kadar çalışmadıkları sürenin ücret ve primleri işveren tarafından ödenmeyecek olsa bile, bir işçi kadını yarım gün çalıştırıp, yarım gün için başka işçi çalıştırmak işveren açısından pek de pratik bir tercih olmayacaktır. İki işçinin toplam maliyeti bir işçi çalıştırmanın maliyetinin altında bile olsa, işverenin bunu tercih etmemesi kuvvetle muhtemel. Nitekim daha tasarı ilk gündeme geldiğinde işverenlerden bu yönde açıklamalar gelmişti. Dolayısıyla, işçi kadınlar bu düzenlemeyi büyük çoğunlukla kullanamayacaklar. Buna karşın söz konusu düzenlemeyi kullanma ihtimalleri, özel sektör işverenleri tarafından işçi kadının tercih edilmemesi için bir gerekçe oluşturacak. Neticede esnek çalışma seçeneği özel sektörde kadın istihdamını artırıcı değil, azaltıcı yönde etki yapma potansiyeline sahip. Söz konusu düzenlemeden, devlet memuru kadınların yararlanabilmesi daha muhtemel görünüyor.
 
HEM ÜCRET HEM EMEKLİLİK HAKKINDA CİDDİ KAYIP OLACAK
Öte yandan memur kadınlar açısından da tek olumsuzluk 2, 4 ve 6 aylık sürelerle yarı zamanlı çalışmayı seçtiklerinde süt izni hakkını kaybedecek olmaları değil. Esas sorun, çocuğun zorunlu ilköğretim çağına değin yarı zamanlı çalışmayı tercih etmeleri ile ortaya çıkacak. Yarı zamanlı çalışılabileceği öngörülen süre her çocuk için 5,5 yıl. Üç çocuk için kullanıldığında bu süre 16,5 yıl ediyor. Bu şekilde yarı zamanlı çalışmada ücret ile emekliliğe esas kesenekler ve süre yarım hesaplanacağı için hem ücret hem de emeklilik hakkı açısından ciddi kayıp yaşanacak. Söz konusu seçeneğin mevcudiyeti, kullanmayacak olsalar dahi memur kadınların işe alımında ayrımcılığa uğramalarına yol açacak ve mesleki kariyer yapmalarını güçleştirecek. 

ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARI GÜVENCEYİ SIFIRLAR
KEİG’ten yapılan açıklamada ayrıca Meclis'teki İş Kanunu'ndaki ilgili maddeye, "özel istihdam büroları aracılığıyla da geçici iş ilişkisi kurulmasını sağlayacak" şekilde ek yapılması ve İŞKUR Kanunu'ndaki geçici iş büroları yasağını kaldırmayı öngören yasa tasarısına da tepki gösterildi.  "'Güvence' ile 'esneklik' arasında denge kurmayı, güvenceli esnekliği sağlamayı hedeflediği öne sürülen tasarı, bu haliyle işvereni kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünden kurtaracak esnekliği getirirken, çalışanların payına sonsuz belirsizlikler içinde sıfır güvence düşecek."
KEİG
  ayrıca, geçici işçi çalıştırmanın engelli işçi çalıştırma zorunluluğunu "bypass etmeye" yarayacağına da dikkat çekti.