TEPAV, 3COVID-19 Salgınında Türkiye’de Zirve Noktası ve Normalleşme Dönemine Kademeli Geçiş Zamanı Tahminleri" başlıklı Değerlendirme Notu yayınladı.
Prof. Dr. Türkmen Göksel ve Doç. Dr. Yetkin Çınar tarafından hazırlanan Değerlendirme Notu'nda, Covid-19 salgınının Türkiye’deki yayılımını analiz etmek için Markov Zincir modelleri temelinde geliştirilen bir model kullanılarak projeksiyonlar yapıldı. Bu öngörüler kamuoyunda merakla cevabı beklenen “zirve / pik noktası” tahmini, “tedbirlerin kademeli olarak kaldırılması” ve “normalleşme” süreçlerine ne zaman geçilebileceği konularını kapsıyor.
Analizler Türkiye’de toplam (birikimli) vaka sayısının 98 toplam vaka ile 100’e en çok yaklaştığı tarih olan 17.03.2020 ile 18.04.2020 tarihleri arasında T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan veriler kullanılarak yapıldı. Çalışmada öncelikli olarak “mevcut tedbirlerin varlığı” altında elde edilen sonuçları sunuldu. Daha sonrasında ise, varsayımsal olarak “eğer alınan tedbirler başlangıçtan itibaren daha katı ya da gevşek olsa idi sonuçlar nasıl değişirdi?” sorusuna cevap arandı. Yani bir başka ifadeyle, izolasyon politikalarının ve bu politikalara uyum derecesinin ne gibi sonuçlara yol açacağı da bu değerlendirme notunda analiz edildi.
TEPAV'ın Değerlendirme Notuna Göre Pik Döneminde Aktif Vaka ve Yoğun Bakım Hasta Tahmin Sayıları
*Bu analizde alternatif senaryoların 17 Marttan itibaren geçerli olduğu varsayılmıştır.
TEPAV değerlendirme notundaki dikkat çekici noktalar şöyle sıralandı;
"Bu tablodan öncelikle anlaşılması gereken, “Mevcut durumda” ve “Katılaştırılmış senaryoda” pik zamanında bile sağlık sistemi görece rahattır; çünkü mevcut yoğun bakım kapasitemizin oldukça altında yoğun bakım yatağı ihtiyacı vardır. Gevşetilmiş senaryoda ise yoğun bakım yatağı ihtiyacı kapasiteyi aşmaktadır. Bu da izolasyon ve tedbirlere önümüzdeki dönemde de uymanın ne kadar kritik olduğunu ifade etmektedir.
Sonuçlara göre, aktif hasta sayısının, zirve öngörüsü olarak görünen 3 Mayıs 2020 (tahmin aralığı olarak 28 Nisan - 8 Mayıs; Şekil 2’de kırmızı çerçeve) tarihine kadar artacağı ve bu tarihten sonra artık aktif vaka sayısının azalışa geçeceği öngörülmektedir.
Hayatın normalleşmesi ve tedbirlerin kaldırılması ise ancak aktif vaka sayısının ihmal edilebilecek düzeye indiği tarihlerde gerçekleştirilebilir. Zira bu
tarihlerde toplumdaki aktif (mevcut) vaka sayısı az olacak; bu da o ana kadar hasta olmayanların enfekte olma olasılığını en düşük düzeye indirecektir. Bu
dönem, aynı zamanda sağlık sisteminin en fazla rahatladığı dönem olacaktır.
Diğer taraftan salgınla mücadele öncelikli olmakla birlikte her tedbirin ekonomik ve diğer (başka sağlık hizmetlerinin ertelenmesi, yılgınlık vb. psikolojik)
maliyetleri de olacağından tedbirlerin zaman içinde “kademeli” azaltılması yoluna gidilebilir. Şekil 2’de gösterilen aktif vaka sayılarına ilişkin yapılan
tahminlere göre tedbirlerin kademeli olarak kaldırılması ve normalleşme için uygun tarihler açısından şu çıkarımlar yapılabilir:
Aktif vaka sayısının görece görece düşük seviyelere indiği Haziran başı - ortası kademeli olarak tedbirlerin gevşetilebileceği tarih aralığı ve Haziran ortası
normalleşme süresine başladığımız dönem olarak gösterilebilir
Artık günlük yaşamımızın bir parçası olan ve alıştığımız tedbirlerin (daha sık el yıkama, tokalaşmama vb.) devam etmesinde fayda olacaktır. Çünkü bahsi
geçen bu dönemlerde önemli derecede iyileşme beklenmesine rağmen aktif vaka sayısının sıfırlanmadığı, toplumda tespit edilmemiş taşıyıcıların bir süre
daha mevcut olabileceği ve dolayısıyla hala enfekte olma olasılığının bulunacağı gözden kaçırılmamalıdır."
TEPAV Değerlendirme Notu'nun tamamına ulaşmak için buraya tıklayın.