Tuborg Türkiye AŞ CEO'su Damla Birol, kişisel blogunda "İş dünyası kadınlara ne diyor? “ başlıklı bir makele kaleme aldı. İş dünyasınndaki belli bir çevrede bulunanların kadınların daha fazla iş hayatında olması ve hak ettikleri pozisyonlara terfi etmeleri gerektiği konusunda hemfikir olduğunu belirten Damla Birol, yine de kadın erkek pek çok yöneticinin kadınların genelde kendilerini öne atmada zorlandıklandıkları yönünde düşündüğünü söyledi. Yazısında MV Holding CEO'su Ebru Dorman, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Kurucu Direktörü ve Öğretim Üyesi Melsa Ararat ve Nokia Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Önder Sönmez'in görüşlerine de yer veren Birol, yazısının sonunda kariyerinde yükselmek isteyen kadınlara önerileri sıraladı.
İşte Damla Birol'un yazısından bir bölüm;
BAŞARISIZLIK KORKUSU BİR ENGEL
"MV Holding CEO’su Ebru Dorman, bu konularda genelleme yapmayı sevmediğini ama illa bir genelleme yapılacak ise kadınların kendilerinden kaynaklanan engellerinin başında özgüven eksikliği, gereksiz endişeler ve başarısızlık korkusu olduğunu söylerken bunların sonucunda kadınların fırsatların peşinden yeterince gitmediklerini veya yeteri kadar talepkar olmadıklarını da ekliyor. Bu cesaret konusu erkek yöneticilerin de dikkatini çekiyor. Nokia Genel Müdürü Önder Sönmez kadınların önyargılarından dolayı bazı rollere aday olma cesaretini gösteremediklerinden hatta kendilerini bu rollere uygun bulmamalarından yakınıyor. Özellikle anne olan kadınların çocuklarına zaman ayırma isteklerinin de bazı rollere aday olmamalarına sebep olduğunu da gözlemlemiş Önder Sönmez.
DEĞİŞMESİ GEREKEN KADINLAR DEĞİL
Bu annelik ve ev kadınlığı konusu açılmışken bu konuda asıl değişmesi gereken kadınlar mı diye bir sormak gerekiyor aslında. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Kurucu Direktörü ve Öğretim Üyesi Melsa Ararat bu konuda çok haklı bence . Melsa Ararat diyor ki; “ Kadınların iş hayatında yükselmelerine engel olduğu düşünülen davranış ve yaklaşımlar aslında insan olmaktan kaynaklanan ve onları kadın yapan unsurlar. Doğurmak, iş hayatı ve özel hayat dengesini gözetmek, çocuklarına, ebeveynlerine ve sevdiklerine zaman ayırmak, duygularını bastırmamak gibi…. Bu konuda eleştirilmesi ve değişmesi gereken kadınlar değil, tüm çalışanların evinde her işi ücret almadan gören bir ev insanı olduğu varsayımına dayanan iş kültürü ve kamu politakalarıdır. “
EV VE İŞ ARASINDA ÇİFTE SORUMLULUK YÜKLENİYORUZ
Gerçekten de biz kadınların iş hayatını etkileyen ciddi miktarda dış etken olduğunu yadsımak mümkün değil.Önceki yazılarımda da pek çok kez bahsettiğim ev ve iş arasında yüklendiğimiz çifte sorumluluk ve karşılaşılan önyargılar da bunun temelini oluşturuyor. “Bazı erkek veya kadınların kadın çalışanlara ve yöneticilere yönelik olumsuz önyargıları olduğunu söyleyebilirim. Hatta bunların çoğu zaman farkında bile olmadığımız bilinçaltı önyargılar üstelik “diyor Ebru Dorman. Çocuk ve aile ile ilgili sorumlulukların daha çok kadınların omuzlarında taşınması, kreş gibi destek yapılarının eksikliği, bakıcı bulmanın zorluğu veya orta/düşük gelir düzeyinde yarattığı maddi sıkıntı da yine Ebru Dorman’ın vurguladığı dış engellerden.
BOYS CLUB SENDROMU
Çifte sorumluluktan bahsedilince Önder Sönmez bunun kadınlara olan ve belki de çoğumuzun hiç farketmediği bir olumsuz etkisinden daha bahsediyor. Önder Sönmeze göre kadınlar toplumda onlara biçilen bu ek görevler nedeni ile öğrenmeye daha az zaman ayırıyorlar ve bu yüzden de kendilerine yeni yetenekler katma konusunda erkeklerden daha geri kalıyorlar. Tam da bu dış engellerden söz açılmışken yine çok doğru bir noktaya parmak basıyor Ebru Dorman: Boys Club yani erkekler klübü sendromu! “Sadece erkeklerin olduğu bir takıma yahut yönetim kuruluna bir kadın girmesi, oturmuş dengeyi ve dinamikleri bozacağı için erkeklerin -bilinçaltında veya bilinçli olarak- bir kadının katılımına karşı olması ve seçimlerini bir erkekten yana kullanması da kadınların önünü kesebiliyor” diyor Ebru Dorman.
Peki bütün bu dış engeller ve önyargılar yokolana dek, kadınlar olarak daha başarılı olmamız ve kariyerlerimizde daha üst seviyelere gelmemiz için iş dünyası duayenlerinin bizlere vereceği altın önerileri neler bir de bunlara kulak verelim…
EBRU DORMAN- MV HOLDİNG CEO
Daha çok özgüven, hırslı ve kararlı olmak. Ne istediğini bilmek ve bunu ifade edebilmek. Gerektiğinde korkmadan risk alabilmek
Network’ü zenginleştirmek ve efektif olarak kullanmak. Sponsor ve mentor desteği almak
Güçlü yönlerini bilmek ve bunları daha fazla kullanmaya odaklanmak. Eksik hissedilen konularda eğitimlere katılarak veya yardım alarak kendini geliştirmek
Yükselebilmek için yerine geçecek kadar güçlü ekip arkadaşlarını yetiştirmek, kendini vazgeçilmez kılmamak
Olumlu düşünmek, optimist olmak. Zorlukları fırsat olarak görmek. Esnek ve yeniliğe açık olmak.
ÖNDER SÖNMEZ- NOKIA GENEL MÜDÜR VE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
Kadınların erkeklerden daha başarılı oldukları: empati, iletişim, aynı anda birkaç işi yapabilme ve organize olabilme gibi bilimsel olarak ispatlanmış alanları bir avantaj olarak kullanmak
Kendilerine yeni yetenekler katmaya ve öğrenmeye daha fazla zaman ayırmak
Üst yönetim kademelerinde daha daha fazla kadın olabilmesi için fırsatları daha çok zorlamak
MELSA ARARAT – Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Kurucu Direktörü ve Öğretim Üyesi
Sizi mesleğinizle, ideallerinizle ve insani potansiyelinizle bir bütün olarak seven hayat arkadaşları seçmek
Dünyaya ülke penceresinden değil, ülkeye dünya penceresinden bakmak. Dünya işlerini, eğilimleri anlamak, okumak, araştırmak, aydın olmak
İşini değiştirmeye hazır olmak. Kurallarını beğenmediği oyunu oynamama cesaretini göstermek ve etik ilkelerden hiç bir nedenle ödün vermemek
Küresel bir ilişki ağı kurmak. İlişkilerini korumak, beslemek. İş hayatında yardım istemekten çekinmemek, yardım isteyenlere destek olmak
Bunları duyunca , keşke iş hayatımın ortalarındayken bana da bu tavsiyeleri veren birileri olsaydı dedim içimden. Umarım sizlerin işine yarar.