Hayata geçirdiği bir çok proje ve kampanya ile Türkiye'de kadın istihdamı ve kadın girişimciliğinin artırılması için çalışan KAGİDER ( Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) Aralık ayında 15'inci yılını kutlamaya hazırlanıyor. Bu kutlama önce Sözcü gazetesinden Özlem Gürses'e konuşan KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, kadın girişimcili ve istihdamının neden güçlendirilmesi gerektiğini rakamlarla açıklarken, Türkiye'de kadınların içinde bulunduğu tabloyu ve neler yapılması gerektiğini de anlattı.
KAGİDER'in girişimlik kavramının Türkiye için yeni bir kavram olduğu yıllarda, 2002 yılında kurulduğuna dikkat çeken KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, "Biz KAGiDER'de kadın girişimciliğine kadının güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması üzerinden yaklaşıyoruz. Çünkü kadınların kendi işlerini kurma yoluyla güçlenmesi, aslında ekonomik olarak güçlenmesini sağlar. Bu güçlenme, ailede ve kamusal alanda da güçlenmek anlamına gelir. Güçlenen kadın, ailesinin ve çocuklarının da refahını artıracaktır. Kadın girişimciliği sadece ekonomik kalkınma ve büyüme için, işsizliğe çare olsun diye ya da ailenin yoksullukla baş edebilmesi için değil, kadının güçlenmesi için desteklenmelidir. Sorunuza gelince, KAGİDER kurulduğunda yüzde 4 olan kadın girişimci oranı bugün yüzde 8'e ulaştı." dedi.
KADINLAR ÇALIŞIRSA GELİRİMİZ YÜZDE 30 ARTACAK
Türkiye'nin McKinsey Global Institute tarafından hazırlanan cinsiyet eşitliği listesinde alt sıralarda yer aldığına dikkat çeken Oktar, "
"McKinsey Raporu, kadınların iş dünyasında erkekler ile eşit hak ve fırsatlara sahip olması ve potansiyellerinin tamamını gerçekleştirmeleri durumunda, ülkelerin 2025 yılında GSYH'lerine 28 trilyon dolar (yüzde 26) katkıda bulunabileceğini ortaya koyuyor. Yani kadınları güçlü ülkeler, şimdikine oranla yüzde 26 daha fazla refah yaratacaklar, az şey mi bu! Ayrıca dünyada kadın istihdamının yüzde 1 artması GSMH'ye 80 milyar dolar artış olarak yansıyor. Türkiye'de kadınlar ve erkekler ekonomiye eşit katılabilseler GSMH'miz yüzde 30 oranında artacak. Yani biz de daha zengin ve refah bir ülke olacağız."diye konuştu.
110 BİN KADIN GİRİŞİMCİ VAR
Oktar, Türkiye'nin içinde bulunduğu tabloyu ise şöyle anlattı;"Kadınlar dünya ekonomisinin değerlendirilmeyen en büyük kaynağı!. Kadınların ekonomiye katılımını artırmadan Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması da pek mümkün görünmüyor. Kadın girişimci açısından ise durum çok farklı değil. Ülkemizde 100 kadından sadece 11.9'u kendi hesabına ve işveren konumunda çalışıyor, yüzde 56.6'sı herhangi bir ücret ya da yevmiye karşılığında çalışıyor ve 31.5'i de ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. Türkiye'de şu an kadın girişimci sayısı 110 bin. Türkiye'deki kadın istihdamını desteklemesi bakımından, kadın girişimci sayısının en az 3 katına çıkarılması gerekiyor."
PARANIN HESABINI BİLECEKSİN
Değişim ve kadının özgürleşmesinin tek tek kadınlardan geleceğini, bunun da ancak kadınlar örgütlenmeyi, liderlik yapmayı öğrendikçe olacağını ifade eden Oktar kadın girişimcilere şu tavsiyede bulundu;"Ne yaparsan yap paranın hesabını bileceksin. Özellikle kadınlar için “Ben anlamam, kocam, babam, muhasebecim yapsın, ben para hesabına karışmamayım” olmaz. Her girişimci en az muhasebecisi kadar işi bilmeli, hesabını tutmalı, cirosunu, kârını bilmeli. Kadınlar para konuşmaktan hoşlanmaz ve bunun yanlış anlaşılacağını düşünürler. Oysa işi yapmak kadar onu yönetmek ve finansal olarak da işe hakim olmak gerekir."
BAKIM HİZMETİ SAĞLANIRSA KADINLAR ÇALIŞMAK İSTİYOR
KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, bugüne kadar yaptıkları çalışmaları ve neler yapılması gerektiğini ise şöyle dile getirdi;
"Mottomuz odaklanmak, hedef ve stratejileri netleştirmek, ortak akıl ve BİZ olarak kadının ekonomik açıdan güçlenmesini sağlamak, yurtdışı ilişkiler kurmak ama lokal iş örgütlenmeleri ile yakın işbirliğinde bulunmak. Sadece sorunu adres eden değil, çözüm getiren bir kurum olmak. Bir STK olarak partiler üstü ve bağımsız olarak kalmak. Bunu yaparken de derneğin kurumsallaşması, etkin bir yönetim ofisi ve güçlü bir ekip ile çalışmasını, yani sürdürülebilir olmasını, hedefledik. Kadın girişimcilerin yeni pazarlara açılması için organizasyonlar yaptık. Ekonomi Bakanlığı ile “Kadından almalı, memleket kazanmalı” kampanyasını başlattık. Burada amacımız tedarik zincirinde kadının yer almasını sağlamak, kadın girişimci kapasitesini artırmaktı. Online eğitim platformu ile teknolojiyi kullanarak ulaşılabilir girişimcilik eğitimleri verdik. Ama daha gidecek çok yol var. Hâlâ istihdam rakamlarında çok gerideyiz. Türkiye'de kadının istihdama katılımı yüzde 27, yeterli kreş ve çocuk bakım sistemini oturtabilmiş değiliz. İşten ayrılan kadınların yüzde 60'ı uygun bakım hizmetleri alabildikleri takdirde işe dönebileceklerini ifade ediyorlar ama bu çözümleri getiremiyoruz. Kadının finansal olarak güçlenmesi için melek yatırımcılık, kitlesel fonlama konusunda hâlâ istediğimiz yerde değiliz. Bu dönemde üzerinde ısrarla duracağımız konu bu. Yine kadın girişimcilerin pazara açılması ve marka olması, kapasite artırması için çalışmalara devam edeceğiz."