Serra Yılmaz'la Emine Uşaklıgil’in pek çok ortak noktası var: köklü ailelerden geliyor olmaları, uzun yıllar yurtdışında yaşamaları, dolayısıyla “çok dilli” ve “çok kimlikli” olmaları gibi. Ayrıca ikisi de sevdikleri işi yapmakta, hayallerini gerçekleştirmekte, sözlerini söylemekte hep direten, ödün vermez kişiler olmuşlar. “Şimdilik Bu Kadar”da bu sıra dışı hayatları keyifli bir sohbetle kendilerinden dinliyoruz.

Şimdilik Bu Kadar’da, birbirinin dostu iki sıra dışı kadın, uzun soluklu ve keyifli bir sohbetle hayat hikâyelerini anlatıyor. Tanışıklıkları yıllara dayanan Serra Yılmaz'la Emine Uşaklıgil’in pek çok ortak noktası var: köklü ailelerden geliyor olmaları, uzun yıllar yurtdışında yaşamaları, dolayısıyla “çok dilli” ve “çok kimlikli” olmaları gibi. Ayrıca ikisi de sevdikleri işi yapmakta, hayallerini gerçekleştirmekte, sözlerini söylemekte hep direten, ödün vermez kişiler olmuşlar.

Serra Yılmaz sinema ve tiyatroseverlerin gönlünde taht kurmuş dünyaca ünlü bir sanatçı olmakla kalmıyor, aynı zamanda da hayli etkili bir aktivist ve başarılı bir simultane tercüman. Dillere destan aşçılığı, iflah olmaz seyyahlığı da cabası... Emine Uşaklıgil ise gazeteciliğin yanı sıra sinema sektöründe çalışmış; gazete ve şirket yöneticiliği, film prodüksiyonu, simultane tercümanlık ve yazarlık gibi birçok mesleği zorlanmadan icra etmiş biri, şimdi de çiftçilikle ilgileniyor. İkisinin de kanseri yenmesi, sarsıcı kayıplar yaşaması, her seferinde hayata tutunup yeniden başlaması ve yıllara meydan okuması bu renkli hayatlara farklı tonlar katmış.

Serra Yılmaz ve Emine Uşaklıgil, Şimdilik Bu Kadar’da çocukluktan bugüne yaşadıkları hayatı anlatırlarken bir döneme de ışık tutuyorlar. Gerek siyasetin içinden, gerekse sanat dünyasından yakın tarihin birçok önemli figürünü bu rengârenk kitabın sayfalarına taşıyorlar.

“Serra’ya göre, ‘İnsanın bir dostu olur, derler. Niye bir olsun? Sen dostluğu beslemeyi, sürdürmeyi biliyorsan bir de olur, on da olur. Ayrıca herkesin hayatındaki yeri farklıdır. Dostluktaki kıskançlıkları da hiç anlamam. Neticede benim yerim farklı, senin yerin farklı ortak dostlarımızın nazarında. Herkesin yeri farklı... Onun için önemli olan, o dostluğa güvenmeye, onu beslemeye devam etmek. Dostluk benim için aşktan bile önemli…’”