Erkek şiddetine karşı kurum ve kuruluşlar kadar bireysel olarak mücadele verenler de var. Tıpkı iki çocuk annesi Sevda Taş gibi. Sevda Taş ,1985 yılında İskenderun'da doğdu. İlk ve orta öğretimini yurt dışında, liseyi ise İskenderun'da tamamladı. 2010 yılında KTÜ Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı, 2012 yılında ise Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünden mezun oldu. Kadınların uğradığı erkek şiddetine karşı mücadele edebilmek için şiddete uğrayan kadın öykülerinden oluşan "Sevda Kadınları" adlı kitabı kaleme alan Sevda Taş, kitabının geliriyle şiddete uğrayan kadınların kendi ayakları üzerinde durabilmesi için proje geliştirdi.
Kitabının geliriyle iş sahası açmak istediklerini belirten Taş şöyle konuştu "Kitabım Sevda Kadınları’nın geliri ile şiddet mağduru kadınlara iş olanağı sunmak ve kadın istihdamına fayda sağlamak istiyoruz. Aynı zamanda dernek, sivil toplum örgütleri, bakanlıklarla ortak çalışarak projemizi büyütmeyi amaçlıyoruz. Kitaptan elde edilen gelirle kadınların becerilerine göre iş yeri açma, eğitim ve seminerlerle kadınları bilinçlendirme çalışmaları yapmak istiyoruz. Açılan iş yerlerinde şiddet mağduru, eşinden ayrılmış, yalnız kadınları istihdam etme ve hayata kazandırmayı, bu iş yerinde dışarı çıkamadığı, korktuğu için hayata karışamayan kadınlara destek sağlamak için para biriktirilecek bir fon oluşturmayı planlıyoruz."
Projenin tanıtımı için imza ve söyleşilere katılan Sevda Taş, aynı zaman projeyi yürütebilmek için sponsor arayışında. Kurumsal firma, dernek ve sivil toplum örgütleri ile görüşen Taş, ilk kitabı Filistin'de Aşk'ı öğrencilik yıllarında yazmış.
Kadınların nesillere aktardığı mutsuzluk olduğunu savunan yazar bu mutsuzluğu mutluluğa çevirmek, kendin emin kadınların sayısını arttırmak, güçlü annelerin sayısını arttırmak için yardımlarla ayakta kalan kadınların yerini işini yetenekleri doğrultusunda yönlendiren güçlü kadınlara bırakması için bu projenin desteklenmesini istiyor. Bu proje ile istihdamı arttırmak, kadına iş hayatına kazandırmak, nesilleri huzurlu yetiştirmeye katkıda bulunmayı amaçlıyor. Taş, "Bu proje aynı zamanda ülkede işsizliğinde azalmasını ve devletin yükünün hafifletilmesini konu ediniyor. Kadınların kısır bir döngü içinde kıvrandırılarak nesillere aktardığı acı, artık yerini mutluluga bırakmalı. İşte bu yüzden kaleme alınan roman şiddet mağduru kadınları öyküleme ile ele alıyor."
SEVDA KADINLARI
Sevda yolunda yüreği yaralı, hayalleri karalı, umutları boyalıdır kadınların. Gözleri kapalı, kulakları tıkalı, dilleri mühürlüdür. Görseler de görmezden, duysalar da duymazdan gelirler, konuşamasalar da sessizce yükselir çığlıkları.
Kiminin yarası geçmişten, kiminin yarası şimdiden, kiminin ki ise umut ettiği gelecekten gelir oturuverir yüreğine, hayallerine, gençliğine…
Yüzleri, hayatları, hikâyeleri ayrı ayrı ama hep aynı kalemden, tek kitaptan, levh-i mahfuzdan…
Seversen yanarsın, konuşursan susturulursun, itaatsizlik edersen dövülür, boyun eğmeyecek olursan öldürülürsün. Ne de olsa sen alnına bir kara leke çalınarak kolayca kirletilebilecek, herhangi bir kadınsın…
Ve varlığının tek sebebi kendini taşımaktan aciz yüreklerin hamallığını bir ömür şikâyet etmeden üstlenmek. Emirleri ikiletmemek!
Kadınlar, ah şu içi acı dolu, yüzü güleç, yalandan bir mutluluk elbisesi giyinmiş kadınlar.
Eğreti gülümsemelerinin gölgesine gizlenmiş hayatlarını ve hikâyelerini anlatan bu kitabın sahiplenmesini istiyor ve yarına umut olmayı amaçlıyoruz.