Türkiye Fettullah Gülen'in cemaatindekilere yaptığı ve devletin tüm kademelerine sızmaları gerektiğini söylediği konuşmanın tartıştıldığı günlerde Çağdaş Yaşamı Dea stekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan, Fettullah Gülen Cemaatine karşı bakın nasıl uyarıda bulunmuştu.
DEVLETİ ELE GEÇİRME TALİMATI VAR
“Ben bütün Türkiye’nin bu bandları dikkatle dinlemesini istiyorum, bizim değerlendirmemizin yanında. Bu inanılmaz bir olay ve giyimiyle kuşamıyla ifadesiyle, ben hekim olduğum için tabi daha da ciddi bir şekilde yorumluyorum. Ortada ciddi bir sağlık sorunu mevcut olduğu olan bir kişinin TC nin nasıl ele geçirileceği konusunda talimatları var. Ben bir öğretim üyesi olarak onun ürünlerini her zaman görmek durumundayım. Öğrencilerimizin nasıl çeşitli okullarda, çeşitli evlerde nasıl beyninin yıkandığını ve öyle bir bilim kurgusal bir olayın içerisine çekildiğini, en akıllıların en çalışkanlarının nasıl kafasının farklı yönlere götürmüş, birtakım çelişkiler içinde olan ve geleceğinin dünyasını ele geçirmek için böyle bir insanın peşinden sürüklenen değerli insanlarımız, çocuklarımız olduğunu görüyorum. Her zaman için ve adeta şu anda da düşündüm. Belki de bütün Türkiye’de yaralı gençlerimiz, yaralı insanlarımız var, bu cemaatin içine çekilmiş ve oralarda beyni yıkanmış çocuklarımız belki de bir işkence rehabilitasyon merkezi gibi bu olay kapandıktan, bittikten sonra bu gençlerin rehabilitasyonu için bir kurumun oluşması gerekir, diye düşünüyorum.
ÖNCE FEN LİSELERİNE EL ATTILAR
Şöyle bir örnek vermek istiyorum, bundan uzun yıllar evvel Fatih’te, önce bunlar fen liselerine el attılar. Çünkü en akıllı çocuklar bunlardı ve bir özel fen lisesine TÜBİTAK tarafından Atatürk için bir konferans vermek için gönderilmiştim. Aradım buldum bu yeri, o zamanları çok izbe bir yerde idi ve hiç hazırlıklı değillerdi. Ben çocukları topladım, Atatürk konusunda bazı şeyler söyledim. O sırada da, hepsi erkekti bu çocukların. Dedim ki, “hepiniz erkeksiniz normal bir okul değil burası ne yapacaksınız çocuklar üniversiteye gidince” diye şaka yaptım. Konuşmamın sonunda bir çocuk geldi yanıma, usulcacık sokuldu, adeta böyle sarılmak istercesine, “hocam”, dedi, “güzel şeyler anlattınız ama siz biliyor musunuz,” dedi, “biz çok başarılıyız, çünkü hiç kız yok aramızda. Kızlar şeytandır, onlar aramızda olmadığı için biz başarılıyız”.
ASKERİYEYE GİDECEKLERİ EĞİTİYORLAR
Şimdi kızların şeytan olduğunu öğrenen bir çocuğun bilim kafası nasıl gelişebilir, hayata nasıl uyum sağlayabilir. Nasıl TC nin çağdaş, laik demokratik düzenine uyum gösterebilir? Evet, kolaylıkla Cumhuriyet, Atatürk düşmanı olabilir. Yine öğretmen liselerinin bir tanesinin öğrencilerinin belli bir demokratik modern dershanelere kayıt edildiğini öğrendik, böyle bir duyum aldık. Baktık ki bu çocuklar buralara paraları ödüyorlar, makbuz alıyorlar, fakat oralara devam etmiyorlar. Allah Allah ne var bunun arkasında dedik. Meğerse bu çocuklar oralarda aldıkları makbuzları ilerde kullanmak üzere bu kuruluşun bu cemaatin özel eğitim yerlerinde eğitiliyorlar, çünkü askeriyeye gireceklerdi. Orada başvurdukları zaman bu makbuzları gösterecekler. Böyle Türkiye’nin her tarafının gözümüzün önünde görüyoruz. Bu dış ülkelerde de geçerli. Biz eğitim kanalıyla bu çocuklarla karşılaşıyoruz. İlk sorduğumuz hangi lise, bur vermek için özellikle karşılıklı görüşmemizde, “hangi okulda okudun, hangi dershaneye gittin, peki bu dershaneden sonra yatlı mı okudun burada, “evet” “hayır”. Peki, kampa da gittin mi, artık kampa da gitmiş, bir ay iki ay o kampa girmiş, çocuk tamamen burada biraz önce dinlediğimiz kasetteki bilgilerle ideolojiyle ilgili yetişmiş, gizli olarak Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı, ama görünüşte bunu kılık kıyafet itibariyle pek ipucu vermeyen halde karşımızda. Ama gerçekten kafaları son derece karışmış, her birinin eğer yapısında da varsa bir psikopati ile zaman içerinde ortaya çıkacağı bir durum var. Yani bu çok vahim, bunlar doktor oluyorlar, bunlar, biraz evvel söylendiği gibi vali, kaymakam, polis oluyorlar, bunlar öğretmen oluyorlar, en büyüğü. Onun için biliyoruz ki, şimdi artık yılların deneyimiyle öğretmen yetiştiren kurumlar, siyasetçi yetiştiren kurumlar, yönetici yetiştiren kurumlar son derece tehlike altında, bu insanların kuşatması altında, çünkü bu çocukların çoğu yetenekli ta kaynaklarında bulunarak getirilen, özel eğitimden geçirilen çok yoksul çocuklardır. Dolayısıyla para açısından, yurt bulma açısından, kitaplarını alma açısından böyle bir kuruma muhtaç. Kolaylıkla içine giriyorlar ve daha sonra bu öğretilen geçen ağabeyler, hatta bazı yerlerde ablalar bu çocukları eğitiyorlar. Bu eğitmenin sırasında da, öyle dayak kötek işkence falan yok. Tamamen dinsel öğeleri kullanarak, ya da din doğmalarını kullanarak bu çocuklar bir şekilde yakalanıyorlar. Örneğin yanlış yapan çocuk Allah tokadı” diye bir ceza görüyor, Allah tokadı elinden kaleminin düşmesi, ayağının sürtmesi, kapıya çarpması ve böylece kendisini kötü işler yapmış onlara uyum sağlamamış cezalandırılmış çocuk olarak görüyorlar. Böylece ruhsal bunalımlar içerisinde yaşıyorlar. Böyle insanlarla sürekli biz karşı karşıyayız. Eğer Türkiye çağdaş, laik bir Türkiye ise ve bu insanlarımızın birisinde birazıcık akıl varsa madalyonun ön yüzünü değil, arka yüzünü görmek zorundalar. Bu bilimkurgu olayının bir yerde durması gerekiyor. Ama en önemli zarar siyasetçilerden geliyor. Çünkü siyasetçiler ne yazık ki Cumhuriyetin temel ilkelerini sadece bir yemin gibi okuyup ondan sonra hangi tarikattan, hangi cemaatten oy alırız kaygısını taşıdıkları için her zaman bu insanlarla bir şekilde temas kurma yarışı içerisindeler. Bu sağcısıyla, solcusuyla, ortasıyla her siyaset grubunda bu mevcut ve dolayısıyla hani “iyi tarikatlar vardır” diyebilen siyasetçilerimiz de karşımızda. Bunun bir şekilde çözülmesi lazım. Bu olayın ne boyutlara vardığının bilinmesi gerekiyor.
Son olarak bizim birçok Özbekistanlı öğrencimizi bir anda geri çektiler. Bir dersi kalmış mezun olmaya yakın çocuklar, bildiğiniz gibi, Özbekistan’da bir büyük darbe teşebbüsü oldu, oranın başkanını Fetullahçılar desteklediler, bu günkü gazetede mevcut, isimleri var yakalanmışlar, geri göndermişler hatta İstanbul Emniyet Müdürü, şu anda Özbekistan’a gidip bu işi incelemeye başlayacakmış. Bin tane öğrenciyi geri çektiler. Özbekistan’daki Türk okullarını kapattılar. Bu iş öylesine sarmış öylesine yanlışlar yapılıyor ki, bu sadece Türkiye’nin içini değil, Türkiye’yi dışarıdan da tehlikeye sokan bir örgütlenme şeması içerisinde sürüp gidiyor.
Birazcık abartılı bir şey olacak ama bir zamanlar Rusya’daki Rasputin’in davranışlarıyla paralellik görüyorum bu olayın içinde yani bir yerlere hâkim olmak bilimkurgu bilimlerinde olduğu gibi birileri geliyor, dünyayı fethediyor, ondan sonra bir anda boşalıyor olay, böyle bir sonuç bekliyorum. Yani bir yerde bir balon gibi sönmesini düşünüyorum. Çünkü bir sürü mağdur insan var ortada ve hiç kimse konuşamıyor. Herkes tehdit altında, belki bu konuşmadan sonra bizim başımıza ne gelecek onu da bilmiyoruz”.