Darbeci teröristlerin Ankara’da TRT’yi işgal ettiği saatlerde İstanbul’da da TRT İstanbul Radyosu işgal edildi. Ankara’da TRT Genel Müdürü Şenol Göka, İstanbul’da ise TRT İstanbul Radyo Müdürü Cem Temel ve yayın ekibi FETÖ’cü teröristlere karşı büyük bir direnişe geçerken, dışarıda da polis gece boyunca darbeci askerlerle çatışmıştı. En şiddetli çatışmaların yaşandığı Harbiye’deki radyo binasında silah sesleri sabaha kadar devam etmiş, günün ilk ışıklarının ardından Radyo binasını işgal eden askerler teslim olmak zorunda kalmışlardı.

Bu kabus dolu saatlerin ardından yayınlarını aksatmadan sürdüren TRT İstanbul Radyosu ortak yayınını sürdürürken radyo çalışanları bugün anlamlı bir etkinlik gerçekleştirdi. Tıpkı Ankara Radyosu’nun düzenlediği gibi Harbiye’de karihi radyo binasının önünde toplanan TRT İstanbul Radyosu çalışanları bayraklarla “Darbeye Hayır” mesajı verdi.

Sosyal ağ Twitter’da #darbeyehayır hashtag’i ile devam ettirilen kampanyaya destek çığ gibi büyüyor.
Tarihin tanığı bir radyo
 Eğer ülkemizde radyocuğun bir simgesi  olsaydı, şüphesiz bu bina olurdu. Dünyada radyo yayıncılığı yapmak için  özel olarak tasarlanmış ilk binalardan. Üstelik bir yarışma eseri.
Binanın kendisi kadar içinde yaşayanların da geçmişten bu güne bu ülkenin kültürüne, sanatına, edebiyatına ve elbette yayıncılığına büyük katkıları olmuş. Yaşayanlar sözcüğü özellikle seçilmiştir. Çünkü burada çalışanlar buraya “radyoevi “der ve evi olarak benimser, bu binanın büyük ve ağır kapısından güzel ve geniş bir ailenin ferdi olarak içeri girer. Kimler geçmedi ki bu kapıdan? Eşref Şefik, Münir Nureddin Selçuk,  Mesut Cemil,  Zeki Müren,  Safiye Ayla,  Bedia Muvahhit, Behçet Necatigil, Necati Cumalı, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Adile Naşit, Oktay Arayıcı, Ümit Kaftancıoğlu ve daha kimler kimler…

Radyoevinin o görkemli kapısı, önünden geçenlerin de hayatında büyük mana taşır. Çünkü hayallerinde kurgulayıp yaşattığı hayatlara, yüzlere, duygulara açılan sihirli kapıdır o. İçeriye hayranlık, heyecan, merak dolu bakışlarla bakılır, önünde anı fotoğrafı çekilir sık sık…
Radyocuların evi bildiği bu müstesna bina 15 Temmuz gecesinin acısını iliklerine kadar yaşadı ne yazık ki!  Üniforma giymiş teröristler daldı kapılardan koridorlara… Halkın sesi olan TRT radyolarını susturmak için.  Korkunç emellerini haykırmayı umuyorlardı bu antenlerden.

Oysa geçtikleri o kapı, girdikleri o bina çok darbe görmüş, çok acı çekmişti. 
O gece o binada görevli herkes bayrağı devraldığı abla ve ağabeylerinden çok şey duymuş dinlemişti.
Şimdi onların radyolarını, evlerini,mahremlerini savunma zamanıydı.  Savundular. Kasa kasa önlerine konan mermilere, ağır silahlara, üstlerinden geçen uçaklara aldırmadan. Her şeye rağmen mikrofon açmayarak, üniformalı teröristleri amaçlarına ulaştırmadılar.
Radyocular, tek ve mutlak mevzileri olan radyoevini ne pahasına olursa olsun sonsuza dek savunacaklardır.