Nadia Murad, İslam Devleti (İD) militanları tarafından işkence ve tecavüze uğrayan ve daha sonra Yezidi halkını özgürleştirme kampanyasının yüzü haline gelen Iraklı bir Yezidi kadın.
21 yaşındaki Nadia Murad, Kuzey Irak'taki ailesiyle birlikte yaşadığı bölgenin işgal edilmesinin ardından yakalanarak üç ay boyunca Musul'da IŞİD militanların cnsel ve fiziksel saldırısına uğradı. Nadia Murad, o saldırıda 6 erkek kardeşi ve annesini de kaybetti. Daha sonra serbest kalan Nadia Murat, Yezidi halkı için cinsel şiddetle mücadele aktivisti olarak, insan kaçakçığına son verilmesi ve savaş sihalı olarak tecavüzü durdurabilmek için kampanya başlattı.
Şimdi Almanya'da yaşayan Nadia Murad, IŞİD'in esir tuttuğu binlerce kadın için mücadelesini sürdürdü.
Bu çabaları nedeniyle 2016 yılında Avrupa Konseyi tarafından Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü'ne layık görüldü. Murad, Strazburg'daki kabul konuşmasında IŞİD'lileri işlediği suçları yargılamak için uluslararası camiaya çağrıda bulundu.
Yezidi Nadia Murad, aynı yıl, Avrupa Parlamentosu tarafından Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü'ne layık görüldü.
Daha sonra ise insan kaçakçılığı mağdurları için Birleşmiş Milletler'in ilk iyi niyet elçisi seçildi.
Nobel Barış Ödülüne, Nadia Murad ile birlikte layık görülen diğer kişi ise Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde cinsel şiddet mağdurlarını tedavi eden kadın doğum uzmanı olan Denis Mukwege. Hayatının büyük bir kısmını Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde cinsel şiddete maruz kalmış kişilerle ilgilenen Dr Denis Mukwege, savaş mağdurlarının haklarını savunmak için mücadele ediyor.