Tüm dünya Kim Phuc'ı bu fotoğrafla tanıdı. Vietnam Savaşı'nda üzerlerine yağan napalm bombalarından kaçarken çekilen bu fotoğraftaki küçük kız çocuğu Kim Phuc'tan başkası değildi. Bombanın etkisiyle tüm vücudu yanan küçük kız büyüdü, savaşın izlerini hala bedeninde taşırken UNESCO'nun iyi niyet elçisi olarak dünyayı dolaşıyor ve insanlara savaşı, ama en çok da barışı anlatıyor.

Kim Phuc, barışı anlatmak için bu kez İstanbul'da, yakın dostu Zülfü Livaneli'nin 50.sanat yılı için Sarıyer Belediyesi'nin düzenlediği  'Barış ve Özgürlüğe Adanmış Bir Yaşam' adlı sempozyumdaydı.

  Alman Piyanist Henning Schmiedt, müzik yazarı Murat Meriç, yönetmen ve yapımcı Nebil Özgentürk, yazar ve oyuncu Sunay Akın,  Selahattin Duman, Prof. Onur Bilge Kula, Zafer Köse, Feridun Andaç, PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral ve Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban’ın da katıldığı sempozyumda Zülfü Livaneli, "Ülkemiz ve insanımız çok güzeldir. Biz bu ülkeyi çok seviyoruz. Hayatımızın en büyük amacıdır, bu ülkede mutluluğu görmek. Bugünlerde Namık Kemal'in bir şiirinde yazdığı gibi, 'vatan mahzun ben mahzun' diyoruz" Kardeş kavgası Kabil ve Habil'den bu yana kavgaların en korkuncudur. Bizim söylemimiz şudur; bunlar olmasın. Madem ki bütün savaşlar insanın zihninde başlar, o zaman barış insanın zihninde başlamalı ve biz de barış kültürü eğitimi yapmalıyız. Bunun için de dostum Kim ile birlikte barış kültürünü dünyada yayabilmek için Unesco'da çok çalıştık. Umutsuz olmaya hakkımız yok. Bu kardeş kavgasını, insan hakları ihlallerini bu zulümleri, katliamları ülkemiz aşacaktır. Laik demokratik yolda hiç sarsılmadan ve sapmadan devam edecektir."dedi.

Zülfü Livaneli'nin UNESCO'da yıllarca birlikte çalıştığı yakın dostu Kim Phuc'ın konuşmasında en dikkat çekici olan bombalarla yanmış bedenine rağmen affetmeye vurgu yapmasıydı.  

İşte Kim Phuc'ın insanları iyiliğe ve barışa davet eden o konuşması;

AFFEDEREK ÖZGÜRLÜĞÜME KAVUŞTUM

"Bu bir özgürlük hikayesidir. Ben nasıl affedebildim? bu fotoğraf nasıl bir sanat eserine dönüştü? hayatımı nasıl değiştirdi ? 1992 yılında eşim ve ben balayındaydık. O zaman batıya kaçtık. Moskova’dan uçuş yaptık. Bu arada uçağımız Kanada da yakıt almak için durdu bizlere bekleme odasına gitmemizi söylediler. O arada özgürlüğe koşma şansı buldum. Vietnam da ben hür değildim. Hükümetin savaş simgesiydim. Başarılı doktorların sayesinde hayatta kaldım. 17 ameliyat geçirdim. Çok acı çektim ve çekiyorum. Ama hayatta kaldım. ERGEN çağımda bir subay beni okuldan aldı ve propaganda için kullandı. Eğitimime ara vermek zorunda kaldım ve kurban haline getirildim. Kendisine yalvardım barış içinde eğitime devam etmeme izin verin. 2 yıl geçti ve en sonunda bana başka bir komünist dostu ülkeye gitmeme izin verildi. Küba ya gitmeme izin verildi. Havana üniversitesinde eşime rastladım ve hala mutlu bir şekilde birlikteyiz. 19 yaşında çok şey öğrenmiştim. Öfkem den nasıl kurtulabileceği ve affedebileceğimi öğrendim. Bana acı verenler, benim vücudumda yara oluşturanlar söz konusu. Dışımda yaralar iyileşiyordu ama içimde hala kanıyordu. Öfke duyacağıma affetmeyi öğrendim. Bu bana verilen hediyeydi bu şekilde özgürlüğe kavuştum. Küba’da özgür değildim. Normal bir yaşam sürdürmek istiyordum ama bu demokratik bir ülkede mümkündü."

SANATLA KALBİMİZDEKİ İYİLİĞİ ORTAYA ÇIKARABİLİYORUZ

"Bu fotoğraf artık beni kontrol etmiyordu ben kontrol ediyordum. Bu fotoğraf karşısında sevgiyi ümidi ve affetmeyle ilgili mesajı iletebildi. Burada yanmış bir küçücük kızı var. Bu fotoğrafla Vietnam savaşının korkunç etkisini anlayabiliyorlar. Bu fotoğraf sayesinde güçlü etki edebildik ve insanları iyiliğe davet edebildik. Ben insanları daha çok çaba harcamaya ve çözüm bulmaya davet edebiliyorum. Resim sanat müzikle insani değerleri hatırlayabiliyoruz, kalbimizdeki iyiliği ortaya çıkabiliyoruz. Bugün bizi bir araya getiren dostum Zülfü Livaneli’nin sanat yılını kutlamak için bir araya geldik. Hayatını barışa adamıştır. Bugünü sizinle paylaşmaktan çok mutluyum. Barış uğruna Kalplerinizi açtınız. Demokrasi kendiliğinden gelmez. Bizim bunun için çaba harcamamız gerekiyor. Kadınların çocukları güvenli bir ortamda büyütmelerini istiyorlar. Zülfü Livaneli bizlere ilham veriyor. Şarkıları kalplerimize dokunuyor. Ümit ediyorum ki herkes dileklerime katılacaktır. Söz veriyorum her birimiz her gün kendi tarzımızla bu dünyayı daha güzel, daha eli açık daha sevgi dolu bir yere dönüştürmek için çaba harcayacak."