Klinik Sağlık Psikoloğu, Aile Terapisti ve Travma Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Linda Fraim, Uluslararası Final Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyeliğinin yanı sıra Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Araştırma Merkezi’nin Müdürlüğünü yürütüyor. Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye, KKTC ve Azerbaycan olmak üzere toplamda 18 yıldır psikolog olarak çeşitli kurum ve kuruluşlarda psikoterapi, profesyonel eğitim ve danışmanlık hizmeti vermenin ötesinde travma alanında uzun seneler çalışma yürüten Dr.Linda Fraim Covid-19'un çocukları nasıl etkilediğini ve neler yapılabileceğini anlattı.
ÇOCUKLARIN VE GENÇLERİN CANI SIKILIYOR
Karantinanın ilk günlerinde çocuklar ve gençlerin okulların tatil olmasına önce sevindiğini ancak karantina günleri uzadıkça canlarının sıkıldığına dikkat çeken Dr. Linda Fraim şöyle konuştu, "Normal şartlarda her gün arkadaşlarıyla yakın temasta olmanın getirmiş olduğu bir alışkanlığı yerine getiremiyor artık ve ancak sosyal medya aracılığıyla bir nebze de olsa azaltılmış olarak bu sosyalleşmeyi gerçekleştirmeye çalıştılar ancak o da bir noktada yetersiz kaldı. Bunun sonucunda bozulan dahası değişen günlük rutinlerinin yerine bir şey konulmadığından dolayı çocuk ve gençlerimizin canları sıkılmaya başladı, evdekilere sataşmalar başladı, agresif tepkilerle dışarıya patlamanın yanında içe kapanmalar da başladı. Yaşadığımız bu Covid-19 pandemisi hakkında internet, medya ve ailelerinden bilgi alan çocuk ve gençler bu duruma herhangi bir anlam veremeyip olayın ciddiyetinin farkına varmayabilir, özellikle daha küçük yaşta olan çocuklar ve bu da çok farklı tepkilere yol açmıştır. Gençler durumun ciddiyetini daha iyi anlayacaktır ancak onlar da ilk etapta doğal bir tepki olan inkarı yaşayarak önce bu durumla dalga geçip sonrasında da olası bir umutsuzluğa ve korkuya kapılmış olabilirler."
ÇOCUKLAR İÇİN OYUN, HİKAYE, AKTİVİTELER YAPILMALI
Bu süreçte çocukların ve gençlerin normal rutinlerini bozmamalarının çok önemli olduğnu söyleyen Fraim şu tavsiyelerde bulundu;
" Okullarımız eğitimi online yapıyor olsa da her sabah normal rutinleri ne ise onu yapmaya devam etmelidirler. Okul zamanı bittiğinde kendilerine bir dinlenme zamanı oluşturmalıdırlar. Bu dinlenme zamanı ardından ödevler, ilgili okumalar yapılmalıdır. Normalde yapmaları gerektiği gibi. Daha sonra bir aktivite faaliyet aralıkları oluşturulmalıdır. Örneğin bir kitap okuma zamanı, varsa evde puzzle yapma zamanı, elbette televizyon veya internet üzerinden dizi, çizgi film, film ve benzeri şeyler izlenecektir. Elbette bir oyun saati olacaktır mevcut şartlar çerçevesinde. Bunların planlı bir şekilde yapılması gerekiyor. Aslında bakarsanız normalde her günümüz yazılı olmayan bir plan çerçevesi içerisinde zaten ilerliyordu. Kalkma saatimiz belliydi. Kahvaltı saatimiz, okula gitme ve eve gelme saatimiz, yemek saatimiz, ödev saatimiz ve dinlenme saatimiz gibi. Buradaki farklı olan noktalardan bir tanesi bu okula gitme ve gelme bölümünün artık evden yapılıyor olmasıdır. Yoksa aslında günün akışı ve ilerleyişi bakımından çok da değişen bir şey yok okula giden çocuk ve gençlerimiz için. Okula veya kreşe gitmeyen çocuklarımız için tek fark artık dışarıya çıkamıyorlar. Yoksa çok da farklı bir durum söz konusu değil onlar için ama onları da malum yoğun tutmamız gerekiyor çünkü dışarıdaki oyun oynama durumları kısıtlanmış oldu. Bahçeli evi olanlar için durum elbette farklı ama apartman dairesinde oturan ve bu salgından önce küçük çocuklarını sürekli dışarı çıkartan aileler artık çocuklarını dışarıya çıkartamadığından dolayı ekstra bir oyun zamanı, hikaye zamanı, beceri kazanmaya yönelik aktiviteler yapılmalıdır. "
SAÇMALAMA DEMEYİN
Dr.Linda Fraim, karantina günlerinde çocuklu ailelerin durumunun zorlaştığını, öncelikle kendi psikolojik dirençlerini güçlü tutmaları gerektiğine dikkat çekerek şöyle konuştu, "Malum, psikolojik olarak dirençliysek başkaların direncini güçlendirmeye yardımcı olabiliriz ancak kendi direncimiz düşük olursa öteki insanların bu zayıf yönlerini fitilleyebiliriz ve çok ciddi sonuçlarla karşılaşabiliriz. Bunun yaşanmaması için günlük rutinlerimize ek aktivite ve olgular eklememiz gerekiyor. Aileler aynı zamanda önce kendilerinde sonra çocuklarındaki davranış değişikliklerine, konuşma tarzlarına, aile içi iletişim düzeylerindeki değişimlere de dikkat edilmelidir. Burada görülecek değişimler bir şeylerin doğru olmadığı yönde işarettir ve kim ise bunu veya bunları yaşayanlar, oturup dile getirilmelidir, açıkça konuşulmalıdır. Tabii burada konuşurken “saçmalama”, “abuk sabuk şeyler söyleme” veya “amma abarttın” gibi olumsuz cümleler sarf etmemelidir çünkü kişilerin hissettikleri kendisine özeldir biz onu hissetmiyor olsak da ve bundan dolayı da kişinin sözünü kesmeden anlatılanları can kulağı ile dinlemeliyiz."
DUYGULARIMIZI DİLE GETİRMELİYİZ
Herkesin Corona Virüs salgınına hazırlıksız yakalandığını, bir anda elimizin kolumuzun bağlandığını belirten Dr.Fraim, "Alışagelmiş olduğumuz özgürlüklerimiz kısıtlandı. Temel ihtiyaçlar haricinde izinsiz dışarı çıkamaz olduk. Köyler karantina altına alındı. Yarının bize ne getireceğini kestiremeyen bir durum yaşıyoruz. Bu belirsizlik de hepimizde, özellikle bizim neslin fertlerinde, tırmanan bir panik, kaygı, agresyon, korku, anlamsızlık, yalnızlık ve çaresizlik gibi duyguların bir anda ortaya çıkmasına neden oldu. Bizler bu hissettiklerimizle şimdiden baş etmez dile getirmeyip içimize atarsak psikolojik olarak kendimizi yıpratmanın yanı sıra çevremizdeki insanları da yıpratmaya başlayacağız ve sürtüşmeler, tartışmalar ve kavgalarla birlikte psikolojik çöküntü içine girebiliriz. Onun için hiç bir şey yokmuş gibi davranmadan bu yaşadığımız mevcut sorunları dile getirmek zorundayız." dedi.
SİZ DE BİYOGRAFİNİZİN YAYINLANMASINI İSTİYORSANIZ BİZE YAZIN
İLETİŞİM - istekadinlarmedya@gmail.com
İŞ DÜNYASINDAKİ KADINLARIN BİYOGRAFİLER İÇİN BURAYA TIKLAYABİLİRSİNİZ
SİZ DE İŞ DÜNYASINDA YER ALIYORSANIZ BİZE BİYOGRAFİNİZİ FOTOĞRAFLARINIZLA BİRLİKTE GÖNDERİN YAYINLAYALIM.
istekadinlarmedya@gmail.com