Haber Global'de Senem Toluay'ın konukları Mor Çatı Gönüllüsü Leyla Soydinç ve Avukat Canan Arın'dı.
Corona virüs salgını nedeniyle Türkiye'de de uygulanan karantina günlerinde kadına yönelik şiddetin arttığına dikkat çekilen özel bölünde Mor Çatı Gönüllüsü Leyla Soydinç şunları söyledi;
"Zaten kadına yönelik erkek şiddeti oldukça yaygın ve genellikle de evlerin içinde yaşanıyor. Bu her zaman böyleydi aslında yeni bir durum değil. Kadınların en yakınındaki erkeklerden geliyor dolayısıyla ev içi zaten en riskli yer kadınlar için.
Ancak koronavirüs salgın sürecinde tabiki evlerde daha çok olunması, kadınların sürekli şiddet uygulayanla birlikte olması durumları zorlaştırdı.
Başvurulardaki artış şu şekilde; daha çok kadınların destek mekanizmalarına erişememesiyle ilgili bir problem bizim dikkatimizi çekiyor. Yani hali hazırda var olan bir takım problemler zaten vardı, kadınların sığınaklara erişimleriyle ilgili, can güvenliklerini sağlamakla, 6284’ün uygulanmasıyla ilgili, ya da bir çok sosyal desteğe erişmeleriyle ilgili zaten problemler vardı. Ama şimdi pandemi süreciyle bu problemlerin daha da karmaşık bir hale geldiğini görüyoruz. Kadınların desteklere erişmekte, şiddetten uzaklaşmakta oldukça zorlandıklarını görüyoruz."
"Sığınaklara erişimde çok ciddi problemler var. " diyen Soydinç "Her ilde farklı uygulamalar görüyoruz. Kadınlar sığınaklara başvurduklarında maalesef caydırılabiliyorlar. Karakolda bunu yaşayabiliyorlar ya da çeşitli birimlerde bunu yaşayabiliyorlar. Test yaptırman gerekiyor ,darp raporu alman gerekiyor diyen var. Böyle kötü ve yanlış uygulamalarla karşılaşıyorlar. Ya da sığınaklara gittiklerinde bir izolasyon söz konusu olamıyor. Oranın kalabalık şartları nedeniyle, izole kalması gereken kadınlar tekrar toplu bir yaşamın içine girmiş oluyorlar.
Bu süreçte aslında kadınların ciddi anlamda şiddetten uzaklaşmak istediklerinde erişmek istedikleri desteklere erişemediklerini görüyoruz. Sosyal yardım bunlardan bir tanesi olabilir. Ekonomik anlamda da ciddi bir yoksulluğun, yoksunluğun, kaynaklara erişememe halinin içinde kadınlar. Bu mekanizmaların aslında işlemediğini görüyoruz. Bu anlamda da kadınlardan bize başvurular oluyor." dedi.
Avukat Canan Arın ise "Kadına yönelik erkek şiddetini önleme ve kadınları koruma açısından devletin, hükümetin siyasi iradesinin olması gerekir. Bu siyasi irade Türkiye’de hiçbir zaman olmadı, ama AKP’de hiç yok." dedi.
İstanbul Sözleşmesi’ne saldırıyorla ve 6284’e saldıralırın olduğunu ifade eden Avukat Canan Arın şunları söyledi;
"İstanbul Sözleşmesi ki, dünyada kadına yönelik erkek şiddeti konusunda biraraya gelmiş, yıllarca düşünmüş, süzmüş insanların hazırladığı en iyi sözleşme. Ama 6284’e saldırıyorlar kutsal aile yıkılıyormuş. Kutsal aile dedikleri kadınların içinde en fazla şiddet gördükleri ve hatta öldürüldükleri yerler. Kadınlar en fazla aile denen kurum içinde şiddete maruz kalıyor. İstedikleri kol kırılır yen içinde kalır ve kadınlar bundan bahsetmesin."
FRANSA'DA MARKETLERDE ÖZEL MASALAR VAR
Karantina günlerinde diğer ülkelerde kadına yönelik şiddete karşı ek önlemler alındığına dikkat çeken Av.Arın şunları söyledi;
"Bakın Fransa süper marketlerde özel masalar oluşturmuş. Çünkü bu konuyu sonuçlandırmak için siyasi iradesi var. Avusturya 92 milyon dolarlık ek bütçe ayırmış. Biz İnfaz Kanunu çerçevesinde bu şiddet uygulayan erkekleri ortalığa saldık. Bunlar tekrar evlerine gidiyorlar. Bu kişinin koronadan korunması için daha güvenli bir yer bulununcaya kadar o evde kalacak ve şiddet uygulayacak demektir bu. Peki o zaman kadını nasıl koruyacaksınız, nereye götüreceksiniz? Ek sığınak mı açacaksınız? Bir takım yerleri sığınak haline mi getireceksiniz?
ÇOCUKLARI EVLENDİRMEK İÇİN ELLERİNDEN GELENİ YAPIYORLAR
Kadınların size ulaşması için neler yapacaksınız?
Sanıyorum ki İngiltere’de eczaneye telefon edip belli bir ilaç adını söylediğinizde eczane sizin şiddete maruz kaldığınızı anlayıp derhal ilgili makamlara bildirimde bulunuyor.
Türkiye’de böyle bir sistem kuruldu mu? Hayır.
7/24 kadınları koruyacak bir sistem var mı? Hayır.
Çocukları evlendirmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
SEN KAVRULDUĞUN YERDE KAL DENMEMELİ
Hızla neler yapılması gerekir?
Şiddete maruz kalan kadının bunu bildirmesi için özel sistemler geliştereceksiniz ve derhal kadını gidip o evden alıp korunaklı bir yere götüreceksiniz.
Sığınak sayısını artıracaksınız. Daha önce sığınak olarak kullanılmayan yerlerde sığınak yapacaksınız ve test sayısını artıracaksınız.
Kadın eczaneyi arayıp aspirin istiyorum diyorsa eczacı ilgili makama bildirecek. O kadın ve çocuklar derhal o evden alınıp korunaklı bir yere götürülecek, orada bakılacaklar.
Sen kavrulduğun yerde kal. Ölen ölsün kalan sağlar bizimdir denmeyecek.
NE HUKUK NE DE EMNİYET ARTIK GÜVENİLİR DEĞİL
Kadınlar ne yapabilir, nereleri arayabilir?
Maalesef ne hukuk ne emniyet artık güvenilir değil Türkiye’de.
Ben bizzat yaşadım. Evime ilaç getirmek için 155’i 15 dakika aradım çünkü çok arayan var. Onları da anlıyorum.
155 var. 112 var. 156 var.
Ayrıca 7/24 ulaşılabilecek Canan Güllü’nün başında olduğu kadına yönelik şiddet hattı var. Ama yeni hatlar açmak gerekiyor. Bu yetmiyor çünkü müracaat çok. 7/24 çalışacak yeni hatlar açmak gerekiyor.